
Borgoy Adası, Lars Hertervig, 1867. Tablo, Norveç Ulusal Müzesi’nde sergilenmektedir. Sanatçının bu tablosu, romanın başında yer almaktadır.
Fotoğraf: İstanbul Sanat Evi
Okuduğum üçüncü roman Melankoli I-II, 2017’de yayınlanmış. Yarı fantastik manzaraları Norveç resim tarihinin en önemli eserleri arasında kabul edilen ressam Lars Hertervig’in (1830-1902) hayatından bir kesiti konu almaktadır.
Bu romanda noktalama işaretlerinin kullanımı daha geleneksel. Ancak, ara ara, cümlenin ilk kelimesinden, bazen daha sonra, alt satıra geçilip, sonraki kelime paragraf başı yaparak yazılmıştır. Yine çok uzun paragraflar vardır. Bunlar, Lars Hertervig’in hezeyanlarını vurgularlar.
“Üzerimde mor kadife takım elbisem” ilk altı sayfada 13 kez geçmektedir. Saplantılı durum, ilk sayfalardan bize kendini gösterir. Roman boyunca mor kadife önemini korur.
Ressam, “Malkasten’e hiç gitmediğini” de defalarca küçük farkları olan cümlelerle birinci bölüm boyunca yineleyip durur. Malkasten, Düsseldorf’ta sanatçıların toplandığı bir mekandır.
Lars’ın rahatsızlığı doruğa yaklaşırken “siyah ve beyaz bez parçaları” beliriyor, ona doğru hareket ediyor, etrafında dönüyor, onu taciz ediyorlar, üzerine yapışıyorlar, sonra ondan uzaklaşıyorlar. Onlar Lars’ı korkutmaya devam ediyor. O bezleri, Lars’ı o sırada kim rahatsız ediyorsa o harekete geçiriyor. Bir nebze rahatladığında bezler kayboluyor.
“Işık hepimizin içinde” tekrarlayan bir başka ifade kalıbı. Kvekar cemaatinden olmak, dini inancın baskınlığı, bu ifade etrafında öne çıkıyor. Kvekar cemaatinin mensupları, tüm insanların içlerinden gelen, içsel ışığı yani Tanrısal ışığı deneyimlemeye gücü olduğuna inanır (1). Lars, önceden Fosse’nin de ait olduğu Kvekarlar‘a mensup. Kvekarlar, Norveç’te küçük bir dinsel cemaat. İnancın adı, Tanrıdan gelen huşu nedeniyle oturdukları yerde titreyenleri (to quake, Quaker) işaret etmek için konmuştur. Kvekarlar’ın çoğunluğun Hıristiyan öğretisinden farklı olan görüşlerinin çektiği eleştiriler, “titrek cemaatçiler” diye alaya alınmaları (2), Lars’ın paranoyasını artırmaya çok yardım ediyor.
Ressam Lars Hertervig’in Düsseldorf’ta geçirdiği zaman, ressamın bilinç akışıyla anlatılıyor.
Sevdiğini düşündüğü kız, onun içinde bulunduğuna inandığı tehlike, yaptığı resmin hocası tarafından beğenilmemesi ve ressam olamayıp badanacı olma korkusu, onu sürekli taciz eden konular. Üçleme’de de dikkatimizi çeken kabul edilmemek, insan hayatındaki belki de en büyük tehlike. Belki bir de kendine inanamamak.
Takıntıları, kuşkuları, endişeleri leitmotiflerle çok güzel yansıtılmış. Delirmesi çok yakın olan birini dinlerken onunla birlikte yürüyoruz ama roman yine de çok pürüzsüz akıyor.
Melankoli II’de, ressamın kardeşi Oline’den, yaşlılığında, Lars’ı ve aileyi dinliyoruz. Hemşerileri ünlü şair Alexander Kielland’ı (1849-1906) da kısaca anıyorlar (Oline ve Fosse) burada.
Bu defa roman noktalanıyor. Dingin bir ışıkla.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Melankoli I-II, Jon Fosse, MonoKL Yayınları, 2021. Sayfa 74.
(2) A.g.e., sayfa 63.
Leave A Reply