
Alacakaranlık yazın akımı (Crepuscolarismo), 20. yüzyıl başında, İtalya’da gelişmiştir. Akımın adı, renklerin solup sönükleştiği bir dönemin eğretilemesidir. Bu akımın şairleri destansı, yüce içerikli konulardan uzaklaşıp, bir hüzün duygusuna sığınmışlardır (1, sayfa 208). Küçük şeylerden alınan zevkleri, hayal kırıklıklarını, yalnızlığı, geçmişe özlemi yansıtan süssüz, doğrudan bir anlatımı vardır (2). İtalyan yazınının günbatımının temsilcileridirler. İtalyan yazar ve edebiyat eleştirmeni Giuseppe Antonio Borgese 1910 yılında İtalyan şiirinin, belki de devamında gecenin gelmeyeceği bir alacakaranlığa gömüldüğünü belirtmiştir. Tam bir edebi akım özelliği taşımayan Il Crepuscolarismo isminin doğuşu Borgese’nin bu yorumuna dayanmaktadır (3, sayfa 60). Çağdaşı militarist Gelecekçilik (Futurismo) akımından pasifliği ile ayrılır. Ancak her iki akım da yalnızlık ve kimsesizlik ruhunu yansıtmıştır. Alacakarannlık 1920’lerde sessizce ortadan kalkmış, akımın bazı üyeleri Gelecekçilik akımına katılmıştır (2).
Yararlanılan Kaynaklar
- Finzi-Contini’lerin Bahçesi, Giorgio Bassani, YKY, 2015.
- www.britannica.com/art/crepuscolarismo
- Yabancı Dil Olarak İtalyanca Öğretiminde Edebi Metinlerin Kullanımının Öğrencilerin Dil Becerilerinin Geliştirilmesine Etkisi, Cihan Tayip Şengül, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019.
Leave A Reply