Doğu Hindistan Kumpanyası 2
- Dünyanın uygar ve barbar uluslardan oluştuğunu düşünen Baron Thomas Babington Macaulay (1800-1859), 1835 tarihli Eğitim Raporu’nda, iyi bir Avrupa kütüphanesinin tek bir rafının bile Hindistan ve Arabistan’ın tüm yerli edebiyatından daha kıymetli olduğunu savunmuştur. Ayrıca, Britanyalı değerler aşılanmış Hindistanlılardan oluşan yeni bir “kahverengi sahibler” sınıfı üretilmesini önermiştir. 1840’lar ve 1850’lerde zenci (nigger), Hintliler için gittikçe yaygın olarak kullanılan bir tabir haline gelmişti.
- Asyalı olan her şeyi hor gören Macaulay’ın tersine, onun gibi muhafazakar bir politikacı olan Edmund Burke (1729-1797), Doğu ile Batı arasında etik bir eşitliği savunmaya devam etmiştir. Burke, Hint kültürünün tahrip edilmesine itiraz ederken, Karl Marx (1818-1883), bu tahribatın neticede olumlu sonuçlar üreteceğini öne sürmüştür. Marx Asya’yı doğulu despotizmin değişmeyen hükümranlığı olarak görür: Hindistan, temel özellikleri kast sistemi ve batıl inanç olan; tembellik ve bitkisel hayata gömülü bir barbarlık durumu içindedir. Marx, Britanya’nın Hindistan’da yaptıklarından rahatsızlık duyuyordu ama Hindistan’ın herhangi bir şekilde yeniden bir canlanmayı başarabilmesi için Batı’nın müdahalesi zorunluydu. Marx’a göre, Britanya hakimiyeti modernleşme için gerekli olan tüm koşulları üretiyordu: siyasi birlik, iyi donanmış bir ordu, özgür bir basın, hızlı haberleşme ve “Avrupa bilimi aşılanmış” yeni bir sınıfın ortaya çıkışı.
Yararlanılan Kaynak
Dünyayı Değiştiren Şirket, Nick Robins, h2o Kitap, 2017.
https://islamansiklopedisi.org.tr/meysur. Erişim Tarihi 22.04.2020.
Arabistan, Baron Thomas Babington Macaulay, batı, Britanya, Britanya hakimiyeti, doğu, Dünyayı Değiştiren Şirket, Edmund Burke, Eğitim Raporu, h2o Kitap, Hindistan, Islam, Karl Marx, Kuftkari, Londra, Müslümanlık, Nick Robins, nigger, Pakistan, Sialkot, Victoria & Albert Müzesi, zenci
Leave A Reply