Goethe, Türkiye sözcüğünü, Osmanlı İmparatorluğu’nun odak noktasını oluşturan yer anlamında kullanır. Burası, insanların sürekli olarak savaştığı, birbirini kırdıkları yerdir. Burada barış ve huzur yoktur. 1828’de şöyle yazar: “ Dış dünyanın aynı devinimlerle kendisini açığa vurması, arka taraflarda, uzaklarda Türkiye’de insanların birbirini kırması, muhteşem bir biçimde olmaktadır. Lepanto (İnebahtı), Çeşme vs. zaferleri yenilenmekte ve biz sanki dünya tarihiyle ve yer yuvarlağı ile birlikte kendi eksenimiz etrafında dönmekteyiz.” Onur Bilge Kula bu ifadeyi şöyle açıklıyor: “Bu düşünceler gösteriyor ki Türkiye, Goethe için uzaklık demektir; savaşların yinelendiği yer demektir; tekdüzelik, değişmeme demektir.”
‘Faust’ Nasıl Okunabilir?, Onur Bilge Kula, Cumhuriyet Kitap, 15 Ekim 2020.
Faust II’nin Helena adlı bölümünde yer alan mitolojik kahraman Euphorion figürü İngiliz şair Lord Byron’ı simgeler. Byron, Yunanseverliği temsil eder ve Euphorion, Goethe’nin yüreğinin Yunan başkaldırıcılar ve Yunan severlerle, Filhelenler ile birlikte olduğunu kanıtlar.
Faust II, Filhelenizm ve Türk İmgesi, Onur Bilge Kula, Cumhuriyet Kitap, 5 Kasım 2020.
Leave A Reply