Doğulu kahramanlık anlayışı ile Batılı kahramanlık anlayışı arasında çok fark vardır. Doğulu kahramanlar, her yiğit ve erdemli insan gibi kötülüklerle savaşıyor, canavarları deviriyor, olağanüstü işler beceriyorlar. Helen destanlarındaki Ulis ve Herakles gibi. Doğulu kahramanlar, en tesettür dönemlerinde bile işin içine cinsellik katıyorlar. İslam kahramanları da öyle. Çünkü gelenek böyle, Doğulu kahramanlar hep aşıktırlar. Başlarına ne gelirse aşk yüzünden gelir. Hep kara sevdalıdırlar; acıları hiç tükenmez. Doğu dünyasında mutlu son erişkin edebiyatında yoktur. Doğulu kahramanlık anlayışında bir toplumsallık vardır: toplum adına ve arkalarına toplumu alarak önemli işler yaparlar. Kendilerine kahraman demezler; çok alçakgönüllüdürler, her şeyi Allah’ın izniyle başarırlar. Doğu’da kahramanlar birbirleriyle dövüşmezler, birbirlerine saygı duyarlar. Kahraman olmak için serüven aramazlar, onları şartlar kahraman olmaya zorlar. Türklerde kahramanlar daima baba adlarıyla anılırlar, Kozanoğlu gibi. Türklerde ve Doğulularda kahramanlar çoğunlukla şairdir, halk ozanıdır. Batılı kahraman böyle işlerle pek uğraşmaz.

Fotoğraf: altaydergisi.com
Batılı kahraman tek başınadır, bireysel cesaret örneğidir. İsa gibi acılara tek başına göğüs germek söz konusudur. Bir kahraman kahraman olabilmek için mutlaka bir başka kahramanla savaşmalıdır. Batılı kahramanların neredeyse tümü eninde sonunda bir prensese aşık olup evlenirler. Daima mutlu son vardır. Avrupalı kahramanlar soyları veya nereli oldukları ile değil, kişisel şöhretleri ile anılırlar: Burgonya Dükü Jean olarak değil, Korkusuz Jean diye anılmak gibi.
Bir önemli fark da sınıf farkıdır. Doğulular halktan insanlardır. Halbuki Batılı kahraman şövalye idi, şövalye soylulardan olurdu. Sıradan bir insan kahramanlık yaparsa kral onu hemen şövalye yapardı.
Kaynak: İnsanlığın İki Yüzü, Burçay Anger, Kaynak Yayınları, 1994. Sayfa 45-48, 50.
Leave A Reply