İlki, En Kısa Gecenin Rüyası adıyla Moda Sahnesi’nde seyrettiğim, diğeri ise 44. İstanbul Müzik Festivali etkinliklerinden biri olan, Aya İrini’de izlediğim Orchestra of the Swan’dan dinlediğimiz Felix Mendelssohn’un bestesi Bir Yaz Gecesi Rüyası, op. 61 idi.
Shakespeare’in ünlü ve sevilen komedisini Moda Sahnesi’nde sahneye koyan yönetmen Kemal Aydoğan ile sahne tasarımını yapan Bengi Günay, oyunun tam bir karnaval havası içinde geçmesini sağlamışlardı. Oyundaki tüm karakterleri önemli kılan yazarın hedefi gerçekleştirilmiş, oyuncuların tümü rollerinin hakkını veren, karakterlerinin önemini vurgulayan, asimetrik ve katmanlı olayları doyurucu performansları ile bize, oyunun büyülü havasını yansıtan, gerçekten güzel bir rüya izlettiler.
Moda Sahnesi kataloğunda bir de En Kısa Gecenin Rüyası Sözlüğü vermişti. Ciddi bir emek ve yaratıcılık ürünü olan sözlüğün oyunu zenginleştirdiğini de söylemeden geçmeyelim.
Varoluşçuluğun temellerini atan, komedi, fantastik, lirik, felsefi eserler veren hayal gücü yelpazesi bu kadar geniş bir yazar ama ilkokul mezunu, İngiltere’nin hiç dışına çıkmamış, kasabalı biri!
37 oyun, 154 sone, 2 uzun şiiri nasıl yazdı?
Çağının entelektüeli bile değildi. Ama 400 yıldır popüler!
On beş yaşında okuldan ayrıldıktan sonra eldiven ticareti ile uğraşan babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan, kendisinden on yaş büyük bir kadını hamile bıraktıktan sonra daha 18 yaşındayken evlenmeye mecbur kaldığı ve ikiz babası olduğu söylenen kişinin Londra’da tüm zamanların eşsiz şair ve oyun yazarı olarak boy göstermesine inanmayanlar çok. Gerçek yazarın Edward de Vere adlı Oxford Kontu olduğu; bu kişinin hayatıyla, şiir ve oyunların konuları karşılaştırıldığında kimi olayların bire bir örtüştüğüne dikkati çekenler, ancak Kont’un zengin özgeçmişine sahip birisinin bu eserleri yaratabileceğini öne sürüyorlar. Kimliği ne olursa olsun, asırlardır oyun ve şiirlerinin tekrar tekrar yorumlanıp, tekrar tekrar yeni şeyler keşfedilerek izlenmesi önemli.
Jean-Claude Carriére, Shakespeare hayattayken çok az piyesinin yayımlandığını; ölümünde çok sonra, bir grup İngiliz entelektüelinin bir araya gelip 1623 yılında eserlerinin eksiksiz ilk baskısını oluşturduğunu, orijinal baskı olarak kabul edilen bu baskının Folio diye adlandırıldığını bize anlatır.
Umberto Eco, bizim Shakespeare’imizin kendi devrinde okunandan çok daha zengin olduğunu; bir şaheserin şaheser olabilmesi için bilinmesi, yol açtığı bütün yorumları kendi bünyesinde eritmesi gerekir; bu yorumlar onun olduğu şey haline gelmesine katkıda bulunur, der. Bugün okuduğumuz Shakespeare tiyatrosunun onun yazdığından daha zengin olması, Shakespeare’den bu yana, bütün büyük okumaları ve yorumları kendi içlerinde sindirdiler, böylece Ozan, hiç durmadan zengileşip güçlenmeye devam ediyor.
İşte, ölümünün 400. yılında dünyanın ve İKSV’nin selamladığı William Shakespeare böyle bir yazar. İKSV, bizleri konser öncesi Asuman Kafaoğlu Büke ile buluşturarak, bizi önce zenginleştirdi, sonra salona aldı.
Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda ağır bir sahnenin arkasından daima hafifletici bir sahne gelir. Oyun, ağır-hızlı-ağır temposu ile, kontrastlara yaslanarak ilerler, neredeyse bir konçerto ritmi taşır. İşte belki de bu yüzden Felix Mendelssohn bu oyundan esinlenerek çok beğenilen uvertürünü yazmıştır. Piyesin temsillerinde de yer almaya başlayan uvertür, sanatçının daha sonra 13 ayrı müziği eklemesiyle eserin tümüne yönelik bir sahne müziği haline gelmiştir.
O gün İKSV, bizlere sadece konseri sunmadı; Asuman Kafaoğlu Büke ile konser öncesi, Orchestra of the Swan ile güzel bir konser, Tilbe Saran ve üç genç şan sanatçımızı da izleterek gerçekten doyurucu bir gün daha armağan etti.
Yararlanılan Kaynaklar
- Medeniyet, Kültür, Sanat; Gündüz Vassaf, İletişim Yayınları, 2014.
Aydın Büke ve Asuman Kafaoğlu Büke’ye teşekkürler.
Leave A Reply