- Bazı kaynaklarda Eleutherios Limanı olarak geçen Theodosius Limanı’nın yeri yazılı kaynaklar ile eski haritalardan biliniyordu. Ancak Bizans ekonomisinde önemli bir yere sahip bu limanın planı, büyüklüğü ve gerçek konumu bilinmiyordu. Deniz kıyısından 500 metre içeride bir zamanlar bir liman olduğunu hayal etmek zor.
- Doğu ve Batı Roma’yı yönetmiş son imparator olan I. Theodosius (379-395) tarafından yaptırılan limanda tahıl depolamak için silolar vardı. Lykos (Bayrampaşa) Deresi’nin döküldüğü geniş girintili doğal koyun güney tarafına, doğudan batıya uzanan bir dalgakıranın yapılmasıyla oluşturulan limanın, 7. yüzyıldan itibaren derenin taşıdığı mil ve artıklarla dolmaya başladığı; Mısır’ın 641 yılında Arapların eline geçmesiyle limanın eski önemini yitirmiş olabileceği düşünülüyor..
- 10. yüzyılda buradaki silonun, şehrin kullanılan tek silosu olduğu; limanın 11. yüzyıla kadar ufak gemiler tarafından kullanılabildiği ve 13. yüzyıldan itibaren tamamen dolarak Marmara Denizi’nden 1,5 km uzaklaştığı ve kara içinde kaldığı anlaşıldı.
- Limanda mendirek içinde dörtgen formlu blok taşlardan yapılan bir rıhtım tespit edildi. Rıhtım taşlarının hemen önünde, birbirine paralel olarak iki sıra halinde uzanan ahşap kazıkların iskeleye ait olduğu düşünülüyor.
- Limanın Metro kazı alanında kalan bölümünde genişliği 4,80 m uzunluğu 11,70 m olan kalın ve sık kazıklardan yapılmış ikinci bir iskelesi tespit edildi. Bu iskele kazıklarının üst kısmında I. Justinyen’e (527-565) ait altın bir sikke bulundu.
- Bizans dönemine ait kazıkların yanında, Osmanlı dönemine ait bir de kuyu bulunmuş.
- Limanın batı ucunun yakınında 11.-12. yüzyıla ait malzeme ile beraber 9 kafatası ortaya çıkmış. Kafatasın vücuttan ayrı gömülmesinin, ölümden sonra da azap çektireceğine olan yaygın inanış, suçluların bu şekilde cezalandırılmış olabileceklerini düşündürüyor.
- Toplam 37 gemi kalıntısı gün ışığına çıkartılmıştır. Bu adet, 2011 başına kadar dünyada toplu olarak bulunmuş en büyük batık gemi grubudur. Theodosius Limanı’nda tespit edilen batıkların çoğu, limanın girişine yakın doğu ucunda bulunmuştur.
- Yuvarlak gemi olarak bilinen çeşitli yük gemilerinin yanı sıra, uzun gemi olarak da tanımlanan kadırgalara kadar çok değişik örneklerin batıkları ele geçmiştir. Uzun gemiler, tiplerinin Doğu Akdeniz’de tek örneğini oluşturuyor.
- Kazılarda 14,60 metrelik bölümü çıkarılan kadırganın, 20 metreden uzun olduğu tahmin ediliyor.
- Yenikapı’da bulunan Doğu Roma Donanması’na ait olduğu düşünülen altı kadırga batığı döneminin bilinen ilk örneklerini oluşturmaktadır. Bunlardan dördü, Ortaçağ’da yaygın olarak kullanılan dromon adı verilen savaş gemilerine destek olmak amacıyla kullanılan, hafif ve kürekli bir gemi tipi olan galea olabileceği belirlenmiştir.
- Yaklaşık 11 metre uzunluğundaki teknenin meşe ağacından yapıldığı tespit edildi.
- Bu teknelerden birinin Marmara Adası’ndan yüklediği amforalarla gelip limana demirlediği, tekne battığında limanda demirli olduğu içinde bulunan iki demir çıpadan anlaşılıyor.
- Yüküyle battığı tespit edilen ikinci teknenin içinde, Ganos (Gaziköy-Tekirdağ) üretimi sağlam durumda 16 amforayla çok sayıda kırık amfora parçaları bulundu.
- Bulunan bazı teknelerin ise ömrünü tamamladığı için terk edildiği düşünülüyor.
- Bodrum, Yassıada mevkiinde ve Marmaris Bozburun ile Serçe Limanı’ndaki sualtı kazılarında ortaya çıkarılan 4., 7., 9.ve 11.yüzyıllara ait batıklardan, kabuk-ilk sisteminin, Erken Bizans döneminden geç Bizans dönemine uzanan bir süreçte değiştiğini izlemek mümkün. Kabuk-ilk yöntemi, 11. yüzyılda yerini bugün kullanılan ve gemi iskeletinin ilk önce kurulduğu, kaplama tahtalarının sonradan iskelet üzerine çakıldığı iskelet-ilk sistemine bırakmış. Bu yöntemle yapılan ilk büyük geminin Serçe Limanı batığı olduğu düşünülüyor. Yenikapı’daki küçük yük gemisi, su altında kalan ve yapımı en zor olan kısmı, eski yapım geleneğinin devamı olarak kabuk-ilk yöntemiyle; su kesimi üstünde kalan kısmı ise, yeni bir yöntem olan iskelet-ilk tarzında yapılmış. Gemi yaşlandıktan sonra revizyondan geçirilerek yenilenmiş, yine iskelet-ilk sistemiyle küpeştesi yükseltilerek geminin yük taşıma kapasitesi arttırılmış. Yenikapı buluntusu gemi yapım yönteminin nasıl değiştiği ve geliştiği hakkında yeni bilgilere ulaşılmasını sağladı.
- Gemi sahiplerinin isimleri ve nereli olduklarının yazılı olduğu pişmiş toprak levha, taş ve demir çıpalar, batık teknelere ait makara, halat gibi buluntular ve 10. yüzyıla tarihlenen amfora gövdesi üzerine kazınmış gemi betimi, Athena büstü şeklinde kantar ağırlığı, bronz terazi ve ağırlıkları, kurşun yazıtlar, ekmek damgaları, İsa figürini, haçlar, İsa betimli cam kaseler, deri sandaletler, fildişi ve kemik aletler de ele geçmiştir.
Bayrampaşa, Bizans, Bizans İmparatorluğu, Bodrum, Bozburun, cam kaseler, deri sandaletler, Doğu Roma Donanması, dromon, Eleutherios Limanı, galea, Ganos, Gaziköy-Tekirdağ, gemi kalıntısı, I. Justinyen, I. Theodosius, iskelet-ilk sistemi, kabuk-ilk sistemi, Konstantinopolis Limanları, Lykos Deresi, Marmara Adası, Marmaris, Serçe Limanı, Theodosius Limanı, Yassıada mevkii, Yenikapı kazıları
2 Comments
Merhabalar ben turist rehberliği öğrencisiyim. bu yazıyı ödevime koymak istiyorum yalnız kaynak yok sitebelirtirseniz sevinirim :)
Bizans İmparatorluğu uzun bir yazı dizisidir. Tüm kaynaklar http://fusunkavrakoglu.com/bizans-imparatorlugu-1-yararlanilan-kaynaklar/ linkte bulunmaktadır.