- 10. yüzyılda Konstantinopolis’te farklı din ve dillere sahip insanlar vardır. Rumlar bir yerde, Ermeniler başka yerde yaşar. Bir sokakta Suriyeliler, bir başkasında Lombardlar ya da Varangian olarak anılan İngilizler, bir başkasında da Danlar yaşar. Amalfitanlar’ın, Franklar’ın, Yahudiler’in, Turcopuliler’in (Türk Lejyonerler) hepsinin aynı kentte kendi yaşama alanları vardır.
- Romalıların köle olarak yaşadıkları tek yer herhalde Konstantinopolis’ti. Erken Bizans döneminde Latini olarak adlandırılan kentteki Latinler özgür olarak yaşıyor ancak ölünce köle muamelesi görüyor, bütün mal ve mülkleri efendilerine kalıyordu. Bu uygulamayı, 531 yılında Justinyen kaldırdı. Önceleri sadece Latinleri tanımlayan Latinoi zamanla tüm Avrupalıları kapsadı. Latinoi’ler kentte zamanla güçlendiler, imparatorluk ailelerine katıldılar. Böylece Helen-Latin gruplar da oluştu. Osmanlılar da aynı geleneği sürdürecek, bütün Avrupalıları Frenkler olarak adlandıracaktı.
- Başlangıçta ağırlıklı olarak Cenova ve Venedikliler’den oluşan Latinler önce Haliç kıyısında, 13. yüzyıldan itibaren Pera’da ve Galata’da ikamet ettiler. Galata hem Bizans’ın bir mahallesiydi, hem de ve daha çok Avrupa idi. Bir çok İtalyan kenti Galata’da koloni kurduysa da bunların arasında sadece Cenova ve Venedik kalıcı olabildi. Daha sonra bunlara, Osmanlı döneminde Floransalılar da eklenecekti.
- Haçlı işgali sırasında kurulan Latin İmparatorluğu döneminde (1204-1261) Venedikliler güçlendiler, Cenovalılar kaybetti. Paleologoslar, Latin işgalini kaldırdığında ise Venedik kaybetti, Cenova kazandı. Fatih kenti kuşattığında Venedikliler Bizans’ı destekledi ve bu kez de kazanan Cenovalılar oldu. Osmanlılar da, Konstantiniye’deki bütün Latinleri Galata’da topladı.
- Konstantinopolisliler ile Latinler arasındaki en büyük çatışma 1182’de yaşandı. İsyan eden Helenler Latinleri büyük ölçüde katletti. Latinler bunun acısını Haçlı işgali sırasında çıkardı.
- Dominiken Tarikatı rahipleri de 1233’de Galata’ya geldiler.
- Şehirdeki ilk sinagog 318 yılına tarihlenen Bakırcılar Sinagogu’dur. Musevilerin II. Teodosius zamanında (408-450) kent içinde oturmaları yasaklandı. Bunun üzerine Galata’ya taşındılar. I. Romanos dönemindeki (920-944) dinsel baskılar nedeniyle kitle halinde kenti terk etmek zorunda kaldılar ve Hazarlara, Museviliği kabul etmiş Türklere sığındılar. Konstantinopolis’e dönüşleri ancak I. Manuel zamanında (1143-1180), imparatorun Mısır’lı hekimi Salomon’un çabalarıyla olacaktı. 1170 yılında Pera’daki 2500 Yahudi’nin baskı altında inlediğine dair kayıtlar var. Kayıtta, kentte bulunan Yahudiler Rabanikler ve Karailer olarak ayrılır. Geleneksel Museviler olarak anılan Rabanikler’in kentin eski Musevileri, Karailer’in ise, bir söylenceye göre Karaköy’e adlarını verecek olan, kente daha sonra geldikleri anlaşılan Türk Musevileri olan Karaimler olduğu ileri sürülür. (Karaimler bloğumuzda yayınlanmış bir yazıda anlatılmıştı.)
- IV. Haçlı Seferi sırasında Konstantinopolis’e gelen Haçlı orduları önce Galata’ya yerleşti. Buradan karşıya geçerek şehri işgal ettiler. Bahçekapı Sinagogu’nu yakan Haçlılar, Aya Sofya’ya kadar bütün bölgenin yanmasına neden oldular. Musevi mahallelerini yıkarak halkını katlettiler. Ancak 1261’de şehir Haçlılar’dan geri alındığında Musevi cemaatine de dinlerini serbestçe uygulama güvencesi verildi.
Leave A Reply