
Diaskorides adlı bir hekimin, bir prenses için hazırladığı, şifalı bitkilerle ilgili, resimli, Yunanca el yazması uzun zaman Topkapı’da saklanmış, üzerine Osmanlıca ibareler konmuş, 16. yüzyılda saray doktoru tarafından satılmıştır.
Dioskorides’in De materia medica adlı el yazması. Yapıtta yazar, Buluş’u simgeleyen figürden bitki kökünü alırken görülüyor.
Österreichische Nationalbibliothek, Viyana.
Fotoğraf: Byzantium, Robin Cormack ve Maria Vasilaki, Royal Academy of Arts, 2008.
- El yazmaları, 4. Yüzyıldan sonra daha kapsamlı kitaplar haline gelmiştir. Yazmanın içeriğini açıklama amacı taşıyan tasvirlerle süslenmiştir.
- El yazması üretimi oldukça zor ve pahalıdır. Bu eserlerin çoğunun halk için değil manastırlar için hazırlandığı düşünülür. Manastır yazmaları genellikle daha az tasvirlidir. Bizans’ta el yazması üretimi 1204’teki Latin istilasıyla çok kötü etkilenmiş, bu durum Latin hakimiyetinde de devam etmiştir ve Konstantinopolis’in fethi ile sona ermiştir.
- 6. yüzyılın erguvani zemin üzerine yapılmış minyatürlü el yazmaları Erguvani Yazmalar olarak bilinir. Bunlardan biri olan Viyana Genesisi’nin sadece 24 sayfası günümüze ulaşmıştır. Metnin özeti sayfaların alt kısmına resmedilmiştir. 500 yılına tarihlenen, Grekçe yazılmış Rossano adlı el yazması; altın yaldızlı, İsa’nın mucizelerini anlatan Sinop İncili; 56 sayfadan oluşan, 586 yılına tarihlenen, Suriye resim sanatı hakkında günümüze bilgi ulaştıran, süslemelerinde Doğu tarzı çerçeveler kullanılmış Süryanice Rabula İncili Erguvani Yazmalardandır.
Rabula İncili Floransa’da Lorenziona Kütüphanesi’ndedir. Bir Fransız denizci tarafından, Sinop’ta yaşayan bir Rum kadından satın alındığı için bu Erguvani Yazma’ya Sinop İncili adı verilmiştir.
Erken dönem el yazmalarının tasvirleri biteviye birbirini izler. Sahneler ayrılmışsa, daha geç döneme ait oldukları düşünülür.
- İkonaklazma devrinde (726-842/3) el yazmalarının çoğu, tasvirli oldukları için, yok edilmiştir.
- Saray kütüphanesine ilaveten az sayıda, bazıları hamamlarda halk kütüphaneleri vardı.
- 16. yüzyılda, Rönesans ile, Osmanlı’ya keşif heyetleri gelip, Anadolu’dan el yazmalarının çoğunu toplamışlar.
- Bizans’da bazen ilk yazılanı silip, aynı yere yine yazarlardı. Bunları, kızıl ötesi ışın yardımıyla görmek mümkün oluyor. İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’ndeki bir el yazmasında, seremonilerin daha önce yazılmış halini buldular, üzerine İncil yazılmış.
- Günümüzde, Heybeliada’daki Aya Triada Manastır kütüphanesinde 120.000’den fazla kitap olduğu söyleniyor. Bu manastırın kütüphanesinde bulunan el yazması kitapların çoğu İstanbul Fener Rum Patrikhanesi kütüphanesine gönderilmiş; bunların bir kısmı daha sonra Fener Rum Erkek Lisesi’ne verilmiştir. Fener’de yaklaşık 1000 el yazması olduğu düşünülüyor.
- İstanbul’da çok sayıda yazma kütüphanesi vardır ve buralarda yaklaşık 100.000 yazma eser vardır. Türkiye’deki yazmaların 1/6’sı İstanbul’dadır. Bu yazma eserlerin büyük kısmını, ilk Türk matbaasının Osmanlı topraklarında faaliyete başladığı 1729 yılına kadar oluşturulmuş Türkçe, Arapça ve Farsça eserler oluşturur.
Leave A Reply