- Dünyadaki büyük metropollerin hepsinin birbirine benzemesi, mimarinin kendini kopyalaması olarak düşünülüyor.
- Sanatın insanı şaşırtması, sarsması gerektiği genel kabul gören bir kanı. Ama çağdaş görsel sanat yapıtlarının aracı amaç haline getirdiği; bütün meselenin hüner göstermeye indirgendiği; sanatın gösteri yanının ağır basmaya başladığı; hatta lunapark derinliğine indiğini; söylenmek istenen sözlerin çok sıradan olduğu; çağdaş sanatçının daha az estetik, daha çok etik talep ettiği; içerik ön plana çıktıkça da sığlaşmaya, zayıflamaya başladığı getirilen eleştiriler arasında.
- Nasıl ki popüler kültürün baskısı bir dönem edebiyatı tepki olarak felsefe yapmaya ittiyse, görsel sanatta da özellikle Pop Art akımına tepki olarak Kavramsal Sanat bir dönem için önem kazanmıştı. İki alanda da derinleşme uzun sürmedi, küreselleşmenin etkileriyle bir kez daha tezli ya da slogancı edebiyat ağır basar oldu, Kavramsal Sanat da yerini yerleştirme, video, fotoğraf gibi araçlarla bir tür slogancı sanata bıraktı. Etik açıdan derinleşmek yerine, etik boyut giderek sığlaştı, politikleşti. Çağdaş sanat gazeteciliğe, röportaja, belgesele benzemeye başladı, deniyor.
- Politik ya da sosyolojik kurgularla, estetiğin tamamen ikinci plana atıldığı, çarpıcı söz söylemenin en önem verilen konu olduğu söyleniyor. Çağdaş Sanat derinlikli sanat yapıtları değil, çarpıcı tek söz söyleyen politik ya da sosyolojik kurgular olmakla suçlanıyor.
- Etik boyutu tamamen politikaya indirgeyen, gerçekliğe slogancı, yararcı açıdan yaklaşan, güzelliği yadsıyan bir estetik.
- Militan sokak estetiği.
- Radikal olmayı taklit eden ama hiç radikal olamayan bir başkaldırı.
- Çağdaş sanatta “güzel” büsbütün anlamsızlaşıyor, çağdaş sanat bizi çirkinin, korkunç olanın ortasında bırakıyor.
- Çağdaş sanat bize karşı şiddet uygulayarak uyarıyor bizi.
- Çağdaş sanatın dinin yerine geçme eğilimi var.
- Zanaat eksikliği ile malul.
- İfade düzeyinde zaman zaman fazla kolaylaşabiliyor.
- Venedik Bienali’nde 100 yıldır hangi ülkeler askeri, ekonomik açıdan güçlüyse onların pavyonları var. Diğer ülkeler kenarda köşede yer alıyor. Çağdaş Sanat, bütün başkaldırı iddiasına rağmen, bu ekonomi-kültür-coğrafya politikalarına hala tutsak.
- Çağdaş Sanatı, aşırı incelikle en üst düzeyde basitliğin birbirine girdiği bir yapı olarak tanımlayanlar da var.
- Bu dönemde kültür kelimesinin sanat kelimesini; teknoloji kelimesinin bilim kelimesini; yönetim kelimesinin politika kelimesini; cinsellik kelimesinin aşkı sildiği öne sürülür.
- Çağdaş görsel sanat izleyiciye kendini tanımayı ve var olmayı öğreten değil, sadece öfkelenme yolları öneren bir sanat olarak eleştiriliyor.
- Marksist düşünür Theodor Adorno’nun (1903-1969) estetik teorisi de bir ders veya mesaj vermeye adanmış bir sanat eseri yaratmanın terk edilmesi gerektiği üzerineydi. Sanat eseri dünyanın gidişatına, örneğin mevcut toplumsal düzene, sadece formu yoluyla direnmelidir. Jacques Lacan da (1901-1981) sanatla alakasız bir şeyler ifade etme düşüncesine karşıdır. Sanat kurumunun alternatiflere dikkat çekme amacı taşımadığını belirtmiştir.
Arter, aşk, Aynısı Hatta Daha İyisi, bilim, Bugüne Kadar Beraber Olduğum Herkes, Çağdaş Sanat, Çağdaş Sanata Varış, Çağdaş Sanata Yöneltilen Eleştiriler, çağdaş sanatçı, Chapman Kardeşler, cinsellik, Cody Choi, David, Dinos Chapman, dönem edebiyatı, Düşünen, estetik, estetik teorisi, Felsefe, Guan Xiao, Güzel, Jacques Lacan, Jake Chapman, Jeff Koons, Kavramsal Sanat, Kore Pavyonu, Kültür, Küreselleşme, Marksist, Marksist düşünür, Mikelanj, Mimari, Pepto-Bismol, politika, Pop Art, Pop Art akımı, popüler kültür, RODIN, Rönesans, sanat, Sanat eseri, Teknoloji, Theodor Adorno, Tracey Emin, Venedik Bienali, Zanaat
Leave A Reply