Han Hanedanı döneminde yazı daha yaygın olarak kullanılmaya başladı. Yazılı metinlerin oynadığı büyük rol, giderek daha çok kişinin el yazması toplamaya başlamasından bellidir. Varlıklı kesimde erkek çocuklarına yazı karakterlerini öğretmeleri için özel öğretmen tutulurken, yoksullara küçük okullarda daha çok gönüllülük temelinde eğitim veriliyordu. Resmi eğitim Çin klasikleri öğrenimi ile sınırlıydı; öğrenciler yazı karakterlerini buradan öğreniyordu. Erkek çocuklar karakterleri ezberlemekle işe başlıyor ve bu 5 veya 6 yıl alıyordu. Daha sonra mektup ve kompozisyon yazmayı öğreniyorlardı. Kamu hizmetine girecek öğrenciler daha sonra belli başlı kentlerdeki devlet okullarına gidiyor ve herkese açık bir sınava giriyorlardı; çünkü daha karmaşık bir hal alan devlet, cahil feodal ileri gelenlerden yararlanmak yerine okur yazarlık eğitimi almış memur ve bürokrat istihdamına gerek duyuyordu (1). Ritüel olandan işlevsel olana, sekülerleşme, akılcılaştırma ve bürokratikleşmeye doğru bir değişim oldu. Çok sayıda belge toplandı. Sarayın haremağaları, Budist ve Taocu rahipler de güçlüydü ama uzun vadede aydın kesim hakim oldu. Bir parça görüş ayrılığı ve çelişkinin eksik olmadığı bir kararsızlıktan sonra kendi yaşam biçimlerini en iyi ifade eden ideoloji olarak Konfüçyüsçü öğretileri benimsediler (2). Çin İmparatorluğu büyük bir bürokrasi gerektiriyordu Han döneminde nüfusun %10’unu, yani 6 milyon kişinin bürokrat-okuryazar olduğu tahmini bulunuyor (3).
(Çin 79 A Çin’de Eğitim 1 ve Çin 79 B Çin’de Eğitim 2 adlı yazılarda daha etraflı bilgi bulabilirsiniz.)
Yalnızca imparatorluk sarayı değil, soyluların sarayları da entelektüel, edebi, bilimsel ve sanatsal başarının birer merkezi haline geldi. İmparator Wu‘nun Chang’an’daki (bugünkü Xian/Şian) sarayı bilimsel buluşların ve teknolojik başarının yanı sıra sanatsal etkinliği de teşvik ediyordu. Eğitimin başlıca işlevi yönetici yetiştirmekti. Tarihsel eserlerin çoğu bürokratlar tarafından bürokratlar için yazılmıştı ve idari uygulamada rehber olması amaçlanmıştı (4).
![](https://i0.wp.com/kavrakoglu.com/wp-content/uploads/2023/06/ayna.jpg?resize=605%2C640&ssl=1)
Çin’de, MÖ birinci binyılın başından itibaren bronz ayna kullanılıyordu (5). Batı Han Hanedanı dönemine (MÖ 206-MS 8) ait, MS 1. yüzyıla tarihlenen bronz aynalar mezar buluntularıdır. Yapılan incelemeler, aynayı oluşturan bronz alaşımın yüksek kalay oranına sahip olduğunu göstermiştir (%2,5’i kurşun, %30 kalay). Han Hanedanı Çin’inin klasik aynaları, düşük çinko oranlı bu geleneksel bileşime sahiptir. Çin’de ilk aynalar, Neolitik Çağ’ın sona ermesiyle, metal işlenmeye başlandığında görüldü. Arka yüzündeki simgesel resimlerden de anlaşılacağı gibi, ayna, evren ve gök cisimleriyle ilintilendirilmiştir. Gerek Han Hanedanı döneminde gerekse sonrasında, ayna her zaman değerli bir nesne olarak görülmüştür (6). Batı Han dönemine ait aynalar, bütünüyle parlatılmış yüzeyleriyle görüntüyü yansıtabiliyordu. Güçlü bir ışığa tutulduğunda ise arkasındaki dekoratif ögelerin büyütülmüş halini duvarda görmek mümkün olabiliyordu (7).
Konfüçyüsçülüğün felsefeye dönüştürülmesi Han döneminin bir ürünü olduğu gibi, Taoculuk da Han döneminde kurallara bağlandı. Konfüçyüsçülük verilen önemdeki değişimlere rağmen o dönemden beri Çin düşüncesinin temelindeki yapı olarak varlığını korumuştur. Han Döneminden itibaren Çin eğitimi ağırlıklı olarak Konfüçyüsçüydü; amacı, devlet hizmetine kapıyı açan, MÖ 2. yüzyıl ortasında tesis edilmiş, yazılı yarışma sınavlarına gençleri hazırlamaktı. Erdem, işleri doğru düzgün yapmak, demekti. Resim ve onunla yakından ilişkili kaligrafi sanatı, resmi eğitimin bir parçasını teşkil etti ve böylelikle bir uygarlık tarafından yetiştirilmiş en büyük amatör sanatçı sınıfı ortaya çıktı (8). Konfüçyüsçülük uyumu, ölçülülüğü, mantıksal düşünmeyi; Taoculuk bireyselliği, tutkuyu, hayal gücünü teşvik ederek birbirinin tamamlayıcısı oldu; kendilerini sosyal açıdan Konfüçyüsçü, bireysel olarak Taocu olarak tanımladılar (9). Budizm çok sayıdaki müridine ve ilham verdiği çok sayıdaki sanat eserine rağmen Çin’de her zaman yabancı bir unsur olarak kaldı (10).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Rönesanslar, Jack Goody, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017. Sayfa 253.
(2) A.g.e., sayfa 254.
(3) A.g.e., sayfa 252.
(4) A.g.e., sayfa 255.
(5) Çin Simgeleri Sözlüğü, Wolfram Eberhard, Kabalcı Yayınları, 2000. sayfa 49.
(6) Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, 2006. Sayfa 82.
(7) Shanghai Museum, Ancient Chinese Bronze Gallery Book. Sayfa 48.
(8) Dünya Sanat Tarihi, John Fleming, Hugh Honour, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2016. Sayfa 255.
(9) A.g.e., sayfa 256.
(10) A.g.e., sayfa 257.
Leave A Reply