Budacılık Çin’de 8. yüzyıla kadar gelişimini sürdürdü. 5. ve 6. yüzyıllarda sarp kayalıklar oyularak büyük tapınaklar inşa edildi. Budist kurumlar, Sui ve Tang Hanedanları döneminde Çinlilerin hayatına iyice yerleşti (1).
Budistlerce tanıtılan insan biçimli inanç imgelerinin Çin’de hiçbir öncülü bulunmamaktaydı. Buda’nın mesajı toplumun tüm sınıflarına hitap ettiği için sadece bir azınlığın okuyabileceği metinleri resimlemek için görsel imgelere ihtiyaç vardı. Dolayısıyla steller, kaligrafi yerine tasvirli sanata uyarlandı, üzerlerine metin kazınması yerine, öğretici veya konulu hikayelerden sahneler işlendi. 440 yılında Taoizm kuzeyde resmi din olunca, Budistlere uygulanan şiddetli baskılar ve tapınaklarının 444’te yok edilmesinin ardından o dönemden çok az sayıda eser ayakta kalabildi. Ancak bir Budist, Kuzey Wei tahtına geçince yoğun bir sanatsal faaliyet başlamış ve Yungang’daki kaya oyma tapınak grupları ortaya çıkmıştı (2).
Sui Hanedanından Tang Hanedanına geçiş yıllarında Budizm mezheplere ayrılmaya başladı. Konuyla ilgili sorunlara açıklık getirebilmek umuduyla Budizm’in kutsal yazılarına ulaşmak için Budist bilgin, çevirmen ve tarihçi Xuan Zang (602-64) Ağustos 627’de Hindistan’a gitmek üzere yola çıktı. Çeşitli tehlikelere göğüs gerdiği 19 yıllık bir ayrılıktan sonra Chang’an’a, başkente, 657 adet Sanskritçe Budist sutra ile döndü. Xuan Zang’ın seyahatlerinden beri Sanskritçeden ve diğer Hint dillerinden çeviri geleneği oluşmuştu; Xuan Zang, Laozi’nin Dao-de jing’ini de Sanskritçeye tercüme etmişti. (3)(4).

Xuan Zang’ın kat ettiği yolları gösteren harita.
Fotoğraf: Shanghai Müzesi bilgilendirme tabelası.

Budist rahip, bilgin, çevirmen ve tarihçi Xuan Zang/Hsüan-tsang, 13. yüzyılda yapılmış bir resimde Hindistan seyahatinden Budizm’e ait kitaplarla dönerken (5).
Fotoğraflar: Füsun Kavrakoğlu, Shanghai Müzesi, 2018.
İslamiyet Çin’e ilk defa 628 yılında geldi. Ticaretin yayılması ile birlikte Hz. Muhammed’in dayısı deniz yoluyla Kanton’a gönderildi. Çin’deki ilk cami burada inşa edildi. Nasturi Hristiyanlar 631’de İran’dan bir heyet gönderdiler. Aynı yüzyılın başlarında Mazdakçılık, 694’te Manicilik Çin’e geldi. 750’de Kanton’da Brahman tapınakları ve tüccarlar vardı. Birçok dinin varlık göstermesine izin verildi (6). Büyük kentlerde Nasturi tapınakları ve Budist manastırlar kuruldu (7).
Laozi’nin (Lao Tzu) soyundan geldiklerine inanılan Tang imparatorları resmen Taoculuğu destekledilerse de Budizm tercih edildi. Birçok pagoda inşa edilmişti. Pagodalar Hint stupasından evrilmiş kulelerdi. Manastırlar, değirmen çalıştırdılar, hastane hizmeti verdiler, hastalara baktılar ve kendi okullarını işlettiler. Çinliler, 751’de Balkaş Gölü yakınlarında Talas Irmağı Savaşı’nda Müslümanlar tarafından yenilgiye uğratıldılar. Rivayete göre, bu savaşta tutsak alınan Çinliler Müslümanlara kağıt üretiminin sırrını verdiler (8).
Resmi çevreler Budist iktidarın güçlenmesinden giderek daha çok endişe duydular ve durumu Çinlileştirmek istediler (9).
836’da ve sonra 845’teki Tang döneminde yabancı dinlerin yasaklanması gündeme geldi. Bu dinler arasında Mazdakçı ve Nasturi kiliseler de vardı. Ama bundan en büyük zararı büyük bir birikimleri olduğu için Budistler gördü (10).
843-845 yıllarında İmparator Wuzong, kısmen parasal nedenlerden dolayı Budizmi bastırmaya karar verdiğinde manastırlar kapatıldı, topraklara el konuldu, keşişler üzerindeki koruma kaldırıldı, çeyrek milyon kadar keşiş ve rahip uzaklaştırıldı, bakır çanlar ve heykeller eritilerek sikkeye dönüştürüldü. Bu saldırı uzun sürmedi ama Budizm’in etkisinde bir azalmanın başlangıcına ve Konfüçyüsçülüğün yeni bir biçimde ortaya çıkışına damgasını vurdu. Budizm, Çin yaşamı ve düşününde bir daha hiç böylesine önemli bir rol oynamadı (11).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Kısa Çin Tarihi, Gordon Kerr, Say Yayınları, 2021. Sayfa 57.
(2) Dünya Sanat Tarihi, John Fleming, Hugh Honour, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2016. Sayfa 262, 263.
(3) Shanghai Müzesi bilgilendirme tabelası.
(4) Rönesanslar, Jack Goody, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017. Sayfa 263.
(5) Çin Tarihi, Dr. Wolfram Eberhard, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1995. Sayfa Lev. XV.
(6) Rönesanslar, sayfa 260.
(7) A.g.e., sayfa 261.
(8) A.g.e., sayfa 264.
(9) A.g.e., sayfa 264.
(10) A.g.e., sayfa 266.
(11)A.g.e., sayfa 264, 266.
Leave A Reply