Bir insanın gölgesi ruhuna benzer. Ölülerin ruhlarının gölgesi yoktur. Kötü ruhları uzak tutmak için ana girişin hemen arkasına kısa bir duvar yapılır. Bu duvarın adı gölge duvardır. Ana fikir, ruhların sadece düz bir çizgi boyunca ilerleyebildikleridir (1). Aynı inançtan hareketle düz değil, zikzak köprüler yapılmış, köprünün iki yakası kötü ruhlardan korunmuştur.
Gölge dediğimiz şeyin birinin sabitlemesi için bekleyen potansiyel bir resim olduğu fikri, Budha tasvirinin kökeniyle ilgili Tibet ve Moğol efsanelerinde de görülür. Çeşitli sanatçılar Budha’nın portresini yapmaya çalıştılar ama beceremediler, o zaman Budha gölgesini çizdirdi ve boyayla doldurttu, diye inanılır (2).

Şangay, Zikzak Köprü. İnanışa göre kötü ruhlar ancak düz bir hat üzerinde hareket edebilirler. Köprüyü zikzak yaparak kötü ruhların karşıya geçmesini engellemek istiyorlar.
Carl Gustav Jung’un değerlendirmesine göre, Çin aklı, I Ching’deki gibi, yalnızca olguların rastlantı yönü ile ilgilenir; Batı’nın nedensellik dediği şeyin üzerinde durmaz, başlıca konusu rastlantıdır. Çinli bilge, doğa yasalarının düzensizliğini, olguların nedensel açıklamasından daha anlamlı sayar. “Batılı us, dikkatle eler, tartar, seçer, sınıflar, yalıtır; oysa belli bir anın Çin düşüncesi tarafından resmedilişi, en küçük, anlamsız ayrıntıya dek her şeyi kuşatır,” diye yazar (3).

Çağdaş Çinli sanatçı Ling Jian’ın Saray Hizmetkarı adlı tablosu Beijing’de Galeri F2’nin daimi sergisinde (4).
Çekik gözlerle ilgili bazı teoriler var. Çinlilerin yanı sıra Orta ve Güneydoğu Asya’da, Japonya’da, Afrika’nın bazı bölgelerinde yaşayanlarda ve Eskimolarda da görülen, çekik tabir edilen göz yapısının, gözü kuvvetli rüzgarların estiği ve ışığın yoğun şekilde yansıma yaptığı bölgelerde göze giren ışığın miktarını azaltacak şekilde geliştiği teorilerden biridir. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda üst göz kapağının ikinci kıvrımı gözün üstüne daha çok inmiştir. Çin’de ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da atalarının Buzul Çağı’nda kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri ve göz kapakları da korunma amaçlı olarak yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Bu yapıya çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı demek daha doğrudur. Başka bir teoriye göre ise, Çin diyetinin ana yiyeceği olan pirinç, gözle ilgili kasların oluşumunda önemli rol oynayan amino asitler açısından fakirdir. Bu nedenle göz kasları, protein ağırlıklı beslenenlerden farklı gelişmiştir. Akıllarda gözleri çekik olmayanlardan kötülük gelebileceği fikri vardır (5).
Yararlanılan Kaynaklar
- Çin Simgeleri Sözlüğü, Wolfram Eberhard, Kabalcı Yayınevi, 2000. Sayfa 129.
- Sanatçı İmgesinin Oluşumu: Efsane, Mit ve Büyü, Ernst Kris ve Otto Kurz, İthaki Yayınları, 2013. Sayfa 82.
- I Ching ya da Değişimler Kitabı, Biblos Kitabevi, 2002. Carl Gustav Jung’un Önsözü.
- Living in China, Daisann McLane, Taschen.
- The River, Simon Winchester, An Owl Book Henry Holt & Company, 1996. Sayfa 31.
Leave A Reply