
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Klasik Çin dili ve edebiyatı Doğu Asya boyunca yüksek eğitimin ölçütünü oluşturdu. Başlangıçta, Çin yazısı Budist kutsal metinler için ödünç alındı. Daha sonra yerel dilleri aktarmak için kullanıldı. Bu durum, dilin Çinceden farklılaştığı dereceye göre uyarlama yapmayı gerekli kıldı. Vietnamlılar, edebi dilleri olarak uzun süre Çinceyi kullandılar. Vietnam dili, Çinceye oldukça benzer bir dile dönüştü ve dolayısıyla çok az uyarlama gerekti. 16. yüzyılda Avrupalı misyonerlerin geliştirmeye başladığı alfabeyi 1910’da Fransız Çinhindi yönetimi zorunlu kıldı. Günümüzde kullanılmakta olan modern Vietnam alfabesi Latin alfabesinin yerel bir varyantıdır. Korece ve Japoncaya uygun olmayan Çin yazısını uyarlamak için tamamen yeni sistemler gerekmişti (1).
Çin yazısı, Doğu Asya’nın kültürel kimliği üzerinde başka herhangi bir kültür boyutundan daha uzun süren bir etkiye sahip olmuştur (2).
Çince konuşanlar, 2000 yılı aşkın süredir alfabetik yazıyı biliyorlar. Ama bu bilgi, değişime sebep olmadı.
Yazı sistemlerinin zorlu olması ne Japonya’da ne de Çin’de okur yazarlık oranlarında sıkıntı yaratmışa benzemiyor: Okur yazarlık Japonya’da %99, Çin’de 2018 rakamlarıyla %96,8. Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716), gözle görülen şeylerin işitilen şeylere kıyasla hafızada daha fazla yer ettiğinden söz eder ve Mısırlılarla Çinlilerin yazı karakterlerinin hafıza imgesi niteliği taşıdığını ekler (3).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Yazının Tarihi, Steven Roger Fischer, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022. Sayfa 225.
(2) A.g.e., sayfa 227.
(3) Hafıza Sanatı, Frances A. Yates, Metis Yayınları, 2020. Sayfa 414.
Leave A Reply