Lüks, yumuşaklık, dökümlülük, parlaklık özellikleri ile sevilen; kullanıcının soğukta verdiği sıcaklık, sıcakta verdiği serinlik duygusu için, üreticinin ise güzel boya tuttuğu için tercih ettiği ipeğin tarihi 4500 yıldan daha geriye gider.
Rivayete göre MÖ 2600’lerde hüküm süren Çin İmparatoru Huang-ti zamanında saray bahçesinde bir tırtılın dut yaprağı yediği ve ardından da kendi kozasını ördüğü gözlenir. Bu durum İmparatorun dikkatini çeker, bu kurdun hayatının daha yakından incelenmesini emreder ve bu görevi baş cariyesi Prenses Hsi-ling-şi‘ye verir. Bir başka efsaneye göre de bunları fark eden Prensestir; çayına düşen bir böcek kozasından incecik bir ipliğin ayrılabildiğini gözlemiştir (1). Uzun tetkikler neticesinde bu kozadan iplik çekilebileceği ve bunun da dokumacılıkta kullanılabileceği tespit edilir. Ama ipek üretiminin ipek böceği yetiştirilmesiyle Çin’de başladığı kesindir.
MÖ 2000 yılından kalan mezarlarda bile ipek bulunmuştur. Efsaneye göre, Kral Ho-lü’nün karısı binden fazla ipek böceği ile gömülmüştü.
Modern çağlara kadar, ipekböceklerini beslemekten son ürünün dokunmasına kadar, tüm işlemler kadınlar tarafından yapılırdı. Eski bir kurala göre 15 yaşına gelmiş tüm genç kızlar ipek böceği yetiştirmeliydi (4).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Napolyon’un Düğmeleri, Penny Le Couteur ve Jay Burreson, Metis Bilim, 2012. Sayfa 111.
(2) A.g.e., sayfa 112.
(3) A.g.e., sayfa 112.
(4) Çin Simgeleri Sözlüğü, Wolfram Eberhard, Kabalcı Yayınevi, 2000. Sayfa 149.
Leave A Reply