Eski zamanlarda, ipek üretmek için birçok değişik tırtıl türü kullanılırmış. Çok eskiden Güney Çin’de yaşayan Han ırkından olmayan azınlıklar ipek üretmek için çeşitli tırtıllar kullanırlardı. Günümüzde ise sadece dut yaprağı ile beslenen ipek böceği kullanılmaktadır (2). Birçok tırtıl gibi, ipekböcekleri (Bombyx mori) de yiyecek konusunda son derece titizdirler. Kozalarını örmeden önce beyaz dut ağacının, Morus alba’nın, yapraklarını yerler.
İpek kumaş üretiminin verimliliği ile ilgili bilgiler şöyle:
*Dokumada kullanılan ipek ipliğini elde etmek için 30 iplikçik bir arada bükülür.
* 500 ipek böceği sadece 1 kg koza üretmektedir.
* 1 kg kozadan 150 gr saf ipek elde edilebilmektedir.
*150 gr saf ipekten 1,8 metrekare saf ipek kumaş üretilebilmektedir.
Chou Hanedanı döneminde (MÖ 1122-255), ipekböceğinin iyiliğine özen gösteren bir tanrısal varlık adına kurbanlar verildiği biliniyor (3).
Üçüncü teyze adı verilen bir ipek üretim tanrıçası vardı. Ancak daha çok at kafalı kadın bu zanaatın baş tanrıçası kabul edilir (4).
Öteki hayvansal lifler (yün, kıl vb.) gibi ipek de bir proteindir (5).
Çin’de saygın bir uğraş olarak, yüzyıllar boyunca büyük bir gizlilik içinde yürütülen ipekböcekçiliği, ülkeye ün kazandırmış ve büyük bir gelir kapısı yaratmıştır. Liflerin kraliçesi ipek, altından daha değerli bir ürün olarak alıcı bulmuştur. Çin, bu değerli hazineyi kaybetmemek, tekellerini sürdürmek için yüzyıllar boyunca birçok katı kurallar uygulamıştır. İpekböceğinin, ipekböceği yumurtasının ya da beyaz dut ağacı tohumlarını ülke dışına çıkmasına göz yuman ya da yardım edenler bir dönem ölümle cezalandırılmıştır. İpek ticareti yavaş yavaş yayılmış, MÖ birinci yüzyılda ipek kumaşlar Batı’ya düzenli olarak gelmeye başlamıştı. Japonya’da ipekçilik MS 200 yıllarında başladı. İpek ticaretinde İranlılar hemen aracı rolünü üstlendiler. MS 300 dolaylarında önce Japonya’da, daha sonra da Hindistan’da ipek böceği yetiştirilmeye başlanır. Batı’ya ipekböcekçiliği bilgisinin ulaşmasıyla ilgili pek çok söylence vardır. Bir hikayeye göre, 552 yılında Nasturi iki keşiş, içi boş bastonlarına doldurdukları ipekböceği yumurtaları ve dut tohumlarını Konstantinopolis’e kaçırmayı başardı. Bu, ipek üretiminin Batı’da da başlamasına kapı açtı. Bu hikaye doğruysa, ilk sanayi casusluğu örneği olsa gerektir (6).
İpekböcekçiliği Akdeniz’in her yanına yayıldı ve 14. yüzyıla gelindiğinde İtalya’da, özellikle de Venedik, Lucca ve Floransa gibi kentlerin ağır ipek brokar ve ipek kadifelerle gelişen bir sanayi oluştu. Bu bölgelerden Kuzey Avrupa’ya ipek ihracatının, İtalya’da bu sıralarda başlayan Rönesans hareketinin parasal temellerini oluşturduğu düşünülüyor (7).
Asırlar boyu babadan oğula geçen bilgi birikimi, emek yoğun bir üretim süreci olması ve en kaliteli ipek üretim alanlarının Çin’de bulunması nedeniyle halen dünyadaki ipek üretiminin yarıdan fazlası Çin tarafından karşılanmaktadır.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Napolyon’un Düğmeleri, Penny Le Couteur ve Jay Burreson, Metis Bilim, 2012. Sayfa 112.
(2) Çin Simgeleri Sözlüğü, Wolfram Eberhard, Kabalcı Yayınevi, 2000. Sayfa 149.
(3) Eski Çin’de Dinler, Herbert Allen Giles, Doğu Batı Yayınları, 2017.
(4) Çin Simgeleri Sözlüğü, sayfa 149.
(5) Napolyon’un Düğmeleri, sayfa 114.
(6) A.g.e., sayfa 113.
(7) A.g.e., sayfa 113.
Leave A Reply