- Çinlilerin ilkel animizmi, insanların yaşayışlarına karışan çok sayıda ruhların varlığını kabul eder. En önde gelen ataların ruhlarıdır (1).
- Aile kavramı eskiden beri Çin toplumu için çok önemlidir. Çin toplumunun adı uzun yıllar Yüz Aile Ailenin önemi ile atalara tapınma birbirini tamamlamakta ve desteklemektedir.
- Atalara tapma inancı ve uygulamaları, aynı ırktan gelen ölülerle ilgilidir. Kendilerine tapılan atalar, yüzyıllar boyunca kadın soyunun atalarıydı. Tapım, erkeklerin üstünlük sağlamalarından sonra erkek soyunun atalarına geçmiştir (2). MÖ 1000’den evvel ana tarafının atalarına tapınış, bez dokuyan kadının toplumsal önemine dayanmaktaydı. Ev, kadının malıydı; koca, bir damattı. O dönemde yalnızca ana tarafının atalarına ait ruhların başka kalıplara geçtiklerine inanılırdı. Sonraları, demircilik yapan erkekler dokumacılık yapan kadınlara baskın çıkınca temel tapınış, baba tarafının atalarına döndü. Atalar Mihrabının üzerine yerleştirilen tabletlerde onlar anılmaya başlandı (3).
- Bu inanca göre, ölüm, insanı, aile, sınıf, kabile, köy ve ulus öğeleriyle bağlı olduğu topluluktan ayırmıyor. Daha çok tarımla uğraşan toplumlarda görülen bu inanca göre, ölülerin toplumlarıyla ve yaşayanlarla ilişkileri kesilmiyor. Bu eski dinde ne rahipler, ne de aile dışında yapılan törenler vardır. Bir insan başarılı bir iş yaptığında torunlarına değil, atalarına soyluluk verilir (4).
- Ölülerin koruyucu ruhlar olduğu, onlar kendilerine bakamadıkları için, yaşayanların onlarla ilgilenmesi gerektiğine inanılıyor. Yaşarken reis, şaman veya aile büyüğü gibi güçlü konumu olanların, öldükten sonra daha da güçlendiklerine ve yaşayanlara yardım edebileceklerine veya zarar verebileceklerine; sağlığında değerli olanların bu değerlerini ölümlerinden sonra da sürdürdüklerine inanılıyor (5). Toplumlarıyla ilişkilerini sürdürdüklerine inanılan atalardan, soyun devamlılığını sağlama, hastalıklardan ve salgınlardan korunma veya iyi hasat alma gibi konularda yardım istenebiliyor. Atalardan, tanrılar huzurunda yaşayanların sözcülüğünü yapmaları bekleniyor.
- Atalara tapınma, Çin’deki geleneksel inançların en yaygın olanı; evlatlık görevi, anne babalarla hem yaşarken, hem de öldükten sonra ilgilenmeyi gerektiriyor; çünkü ölülerin gereksinimlerinin yaşayanlarınkilerle aynı olduğuna inanılıyor. Yaşayanların davranışları, ölülerin refahını etkiliyor; aynı şekilde, ölüler, ruhlar dünyasında yaptıkları şeylerle yaşayanlara yardımcı olmayı sürdürüyorlar.
- Ölmüş olan kişinin hayaletinin yakınlarda bir yerde olduğu varsayıldığı sürece onu yaralamamak için kesici alet kullanmaktan sakınılır. Çinliler, yedi gün cenazeyi evde tuttukları için bu süre zarfında bıçak, iğne, hatta yemek çubuğu kullanmaktan sakınıp, yemeklerini elleriyle yerlerdi (6).
- İskoç filozof David Hume (1711-1776), cansız nesnelere ruh atfetmenin gerekçesini, insanların her türlü varlığı kendileri gibi değerlendirmeye, ona yakından bildikleri ve bilincinde oldukları özellikler atfetmeye yönelik evrensel bir eğilimleri olduğunu söyler (7).
- Ölüler, yaşayanlar ve gelecek kuşaklar, hep birlikte, tek bir birim olarak kabul edilen aile topluluğunu oluşturuyorlar. Bu topluluğun herhangi bir üyesinin gücü ve saygınlığı, tüm topluluğun gücü ve saygınlığı anlamına geliyor. Yeniden dünyaya gelmeye hazır oluncaya kadar onlara destek olmak gerektiği düşünülüyor. Ataların toprakta yaşadığına inandıkları için öldüklerinde yakılmak değil, gömülmek, atalarıyla birlikte olmak istiyorlar.
- Ataları anmak, onlara dair bilgileri hafızalarda canlı tutmak, mezar ziyaretleri yapmak, mezarları bakımlı tutmak, ölüler bayramı kutlamaları, ölüler için dua okumak hemen tüm dünyada devam etmekte olan bu inancın pratikleri.
Yararlanılan Kaynaklar
- Dinler Tarihi, Félicien Challaye, Varlık Yayınları, 1994. Sayfa 80.
- Dünya İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi, 1993. Sayfa 60.
- Challaye, sayfa 80.
- g.e., sayfa 81.
- Hançerlioğlu, sayfa 60.
- Altın Dal Cilt I, James G. Frazer, Payel Yayınları, 1997. Sayfa 174.
- Dinin Kökenleri, Sigmund Freud, Öteki Yayınevi, 1995. Sayfa 139.
- Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, 2006. Yuan Hanedanı Dönemi Çin Resminde Moğol Hükümdarlarının Tasvirleri, Wang Yao-t’ing, sayfa 466.
Altın Dal Cilt I, Atalar Mihrabı, atalara tapınma, atalara tapma, Cengiz Han ve Mirasçıları Büyük Moğol İmparatorluğu, Çin, Çin Toplumu, Çin'de İnançlar, Çin’deki geleneksel inançlar, David Hume, Dinin Kökenleri, dinler tarihi, Dünya İnançları Sözlüğü, Felicien Challaye, Gölgeler Salonu, Hanoi, James G. Frazer, kadın soyunun ataları, ölüler bayramı, ölüler bayramı kutlamaları, Orhan Hançerlioğlu, Öteki Yayınevi, Payel Yayınları, Remzi Kitabevi, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Sigmund Freud, Tran Quoc Pagoda, Varlık Yayınları, Vietnam, Wang Yao-t’ing, Yuan Hanedanı Dönemi Çin Resminde Moğol Hükümdarlarının Tasvirleri, Yüz Aile
Leave A Reply