- 2. Dünya Savaşı sonrası.
- 1950’lerde Fransa’da, 1960’larda Amerika ve İngiltere’de, daha sonra; İtalya, Almanya, Latin Amerika’da gelişti.
- Romanın işlevi gerçekliği yansıtmak değildir.
- Nabokov, A. Robbe – Grillet, Vonnegut, John Fowles, Calvino, Thomas Pynchon, Borges.
- Kurmaca sorununu konu haline getirirler. Postmodernist yapıtlar üstkurmaca (metafiction) özelliğine sahiptir. Roman türünün yerleşmiş konvansiyonlarını vurgulayıp parodisini yaparlar. Önsözle, eleştiri ile alay gibi.
- Romanın uydurma olduğunun altını çizer.
- Sanatı bir tür oyun olarak görür. Yazar kurgulama eylemini okura bir oyun gibi seyrettirir.
- “Oyun için oyun”, “kurgulama için kurgulama”, “Öykü, sizin de oynayabilmeniz için oynanan bir oyundur.” (Daha önce Freud, sanatın çocukluktaki oyunun yerini tuttuğunu söylemişti.)
-
Postmodern bir özellik de çerçeve sorunudur. Öykü içine öyküler yerleştirerek çerçeve kurma oyunları yaparlar.
-
Çeşitli dillere, üsluplara; (Osmanlıca, Türkçe, Öztürkçe) çeşitli söylemlere (biyografi, ansiklopedi, günlük, şiir, tiyatro, mektup) yer verilir.
-
Başka bir yapıtı ya da yapıtın bir parçasını başka bir bağlamda taklit ederler, yani pastiş kullanırlar.Yararlanılan Kaynaklar:
Berna Moran – Türk Romanına Eleştirel Bakış Cilt 2 , sayfa 261 – 290
Füsun Kavrakoğlu
Okudum, çalıştım, gezdim,
okumaya devam ettim.
Aslında konu öğrenmekti.
Zamanla öğrenip paylaşmak oldu.
Paylaşımlar ilgi görünce yazılar devam etti.
İşte böyle oldu BÜ ve İTÜ ile başlayan serüvenin sonu.
Leave A Reply