Murakami, Sputnik Sevgilim adlı romanını 1999 yılında yayınladı (14). Roman kahramanı kız, yanında hep en sevdiği yazar olan Jack Kerouac’ın Yolda ve Yalnız Gezgin romanlarını taşıyor. Kerouac’tan söz ederken Beatnikler’den de bahsediyor. Beatnikler’den haberi olmayan arkadaşı Beatnik’i Sputnik olarak anlıyor. Sputnik, Beatnik ve Kerouac’ın hepsinin romanda, romanın mesajının oluşmasında birer anlamı var.
Murakami, sakin anlatımıyla kişinin toplum içindeki yalnızlığı, en yakınına, sevdiğine bile kendini ifade edememesi, topluma yabancılaşması, giderek daha çok yabancılaşması ve bunu yaşam biçimi olarak kabullenmesini düş ve gerçek arasındaki sınırı belirsizleştirerek yazıyor (15).
“Sonra Türkler gelmiş. Kitapta yazdığına göre onların hakimiyeti gaddarca ve mutlakmış. Türkler, hoşlarına gitmeyen bir şey olduğunda, bahçedeki ağacı budar gibi kolayca insanların kulak veya burunlarını keserlermiş, öyle yazıyordu kitapçıkta. 19. yüzyılın sonlarına doğru Türk ordusu ile kanlı çatışmaların ardından ada nihayet bağımsızlığını geri kazanmış, adaya mavi-beyaz Yunan bayrağı asılmış. Daha sonrasında ise Hitler’in ordusu gelmiş.” (14, sayfa 102)
“Meydanda bir kahramanın heykeli yer alıyordu. Bu kişi Yunanistan’da isyan çıkarmış, adaya hükmeden Türklere karşı ayaklanmıştı ama yakalanıp kazığa geçirilerek öldürülmüştü. Türkler meydana sivri bir kazık çakıp bu zavallı adamı da çırılçıplak halde onun tepesine oturtmuşlardı. Bedeninin ağırlığıyla anüsten yavaşça ilerleyen kazık en sonunda ağzından çıkmış, adam ölene değin uzun bir zaman geçmişti. Heykelin, bu kazığın yerine dikildiği söyleniyordu.” (14, sayfa 118)
2005 yılında yayınlanmış Tuhaf Kütüphane’de Osmanlı dönemi İstanbul’una gideriz. Yalnız bir çocuk, gizemli bir kız ve Koyun Adam ürkütücü bir kütüphanede hapistirler. Kat Menschik’in desenleri bu masalı okumayı daha zevkli kılar (16). Aynı yıl yayınlanan Sahilde Kafka’nın (17) şarkısının çeşitlemelerini internette dinlemek mümkün. Kafka adı için, “…resimdeki çocuğun yaydığı gizemli yalnızlığı, Kafka’nın roman dünyasıyla bağdaştırmış olmalıydı. O yüzden de çocuğu Sahilde Kafka diye adlandırmıştı. Acımasız dalgaların vurduğu sahilde dolaşan yalnız bir ruh. Herhalde Kafka bu anlamı taşıyordu,” diye yazmış (17, sayfa 320). Affedince yüreğin normal şekilde çalışmaya başlaması “Anne, diyorsun, ben seni affediyorum. Sonra, yüreğinin içinde donmuş kalmış bir şey sesler çıkarmaya başlıyor” (17, sayfa 617) şeklinde ifade ediliyor. New York Times romanı 2005 yılının En İyi 10 Romanından biri seçiyor. Roman, 2006 yılında World Fantasy ve Franz Kafka Ödülü’nü de alıyor (17). Murakami, Sahilde Kafka’yı çoğunlukla Hawaii’de yazmış (26, sayfa 99).
Leave A Reply