- Emir vermek, yönlendirmek.
Karşı tarafta: Aktif dirence, isyankarlığa, misillemeye, önemsiz hissetmeye neden olur. - Uyarmak, gözdağı vermek.
Karşı tarafta: Kızgınlık, isyankarlık yaratır. Kişi, kendisine saygı duyulmadığını düşünür. - Ahlak dersi vermek.
Karşı tarafta: Suçluluk, kendi değerlerinin önemsiz olduğu hissini yaratır. - Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek.
Karşı tarafta kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğu hissi, karşı tarafa bağımlılık ve direnme yaratabilir. - Öğretmek, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler üretmek.
Karşı tarafla iletişimi keser, karşı tarafı dinlemez olur, bıkkınlık hatta nefret doğurabilir. - Yargılamak, eleştirmek, suçlamak.
Karşı tarafın benlik saygısını aşındırır, yargı ve eleştiriyi gerçek olarak algılamasına yol açabilir,” kötü” olduğu kanısına varabilir. - Övmek, aynı düşüncede olmak.
Karşı taraf bunu manevra olarak algılayabilir, kaygı ve kızgınlık yaratabilir. - Ad takmak, alay etmek.
Karşı tarafta sevilmediği kanısı uyandırıp değersiz hissetmesine neden olur. - Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak.
Karşı tarafta başarısızlık, korumasız, kıstırılmışlık hissi yaratarak iletişimi keser. - Güven vermek, desteklemek, avutmak, duyguları paylaşmak.
Karşı taraf kendisini anlaşılmamış hissedip kızgınlık duyabilir. - Soru sormak, sınamak, çapraz sorgulamak.
Karşı tarafın yarı doğru cevaplar vermesine, yalan söylemesine, korku ve kaygı duymasına neden olur. - Sözünden dönmek, oyalamak, şakacı davranmak, konuyu saptırmak.
Karşı tarafın, kendisine saygı gösterilmediğini düşünmesine yol açar.
Merak, kıskançlık, üzüntü, itilmişlik, anlaşılmamışlık, utanma, reddetme, önemsenmeme, haksızlık ve suçluluk duygusu kızgınlık yaratıp iletişimi kesen duygulardır.
Leave A Reply