
Üzerinde yazı olan kil kap.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Pakistan Ulusal Müzesi, Karaçi, 2024.
İndus Vadisi’nde yapılan kazılarda üç bin tane üzerinde kısa yazı olan parça bulunmuş. Yazıların çoğu mühürler üzerinde iken bakır ve fildişi tabletler ve kil eşya üzerinde olanlar da varmış.
Sağdan sola doğru yazıldığı düşünülen bu yazı henüz okunamamış (1)(2). Dünyadaki ilk yazılardan biri. Bu yazıya logografik yazı deniyor. Yani her işaret ya da sembolün bir kelimeye karşılık geldiği tahmin ediliyor (3). Pakistan Ulusal Müzesi bilgilendirme levhası ise bu yazıyı piktografik yazı olarak tanımlamıştır. Piktogramlar, MÖ 2000 yılı civarında logografik yazım sistemi olarak geliştirilmeye başlanmıştır.
İndus lisanının ne olduğu da tartışmalı. Birçok araştırmacı, İndus yazısında kullanılan dilin Sanskritçe olduğuna inanmaktadır. Bu ihtimal, Sanskritçenin Hintçe, Belgalce ve diğer Yeni-Hint-Aryan dillerinin kaynağı olmasını doğurur. İndus’ta Dravid dilinin kuzey-alt dalının kullanılmış olması bir diğer yüksek ihtimaldir, deniyor (4).
Taşa veya pişmiş kil tablete yazılmış bir metin ele geçmemiştir. Eldeki yazılar mühürlerin, kil kapların ve az sayıdaki bakır ve fildişi tabletin üzerindekilerdir. Ama yine de elde günümüze ulaşmış 400 işaret var (5).


Kazılarda elde edilen kil figürinlerin büyük çoğunluğunun dişi olması, inançlarının temelinde ana tanrıça kültünün yattığına işaret sayılmış, ancak ağaca tapınmanın ve hayvan kültünün de güçlü olduğu anlaşılmıştır.
Dişi figürinler çıplaktır, göze çarpan kolyeleri ve yelpazeye benzer baş süsleri vardır. Bu model, günümüzde Hindistan (sarı, kırmızı renkte) ve Pakistan (siyah, beyaz) askerlerinin törenlerde kullandığı başlıklarda devam etmektedir. Figürinlerde estetik kaygıdan söz edilemez. Verimlilik, hamilelik ile gösterilmiş, Ortadoğulu ana tanrıçaların aksine cinsel organlara vurgu yapılmamıştır. Ama, kucağında çocuğu olan veya olmadan yatar pozisyondaki tüm dişiler verimlilik ve doğurganlık fikri ile yakından ilişkilidir.
Mühürlerde iki ağaç dalı arasına oturmuş, ağaç ruhunu temsil eden bir figür ile onun önünde diz çökmüş olan müridi ağaç tapımının temsili olarak yorumlanmıştır. Kalibangan’da ocaklar ve yakınlarında hayvan kemikleri bulunmuştur ama bu bulgular, kurban kesildiğine dair bir şey söylemek için yeterli görülmemiştir (6)(7).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Lahor Müzesi, 2024.

İndus Vadisi’nde içeride ve dışarıda oynanan oyunların sevildiği günümüze ulaşan oyuncaklardan biliniyor. Oyunların bazısı disk atmak gibi fiziksel aktiviteye yönelik iken satranç benzeri oyunlar ise zihin jimnastiğine yönelik. Harappa’da taş ve pişmiş kilden yapılma zarlar da bulunmuştur. Bu zarların dünyadaki en eski zarlar olabileceği düşünülmektedir. Günümüzde kullanılan zarların aynısını kullanan ilk halk onlar olabilir (8).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Lahor Müzesi, 2024.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Pakistan Ulusal Müzesi bilgilendirme levhası.
(2) İndus Üçüncü Uygarlık, Özcan Yüksek, Atlas Dergisi, Nisan 2009.
(3) The Indus Valley Civilisations (Harappan Civilisation), Madgavkar Trust Mumbai, Chhatrapati Shivaji Maharaj Vastu Sangrahalaya, 2006.
(4) Save Mohenjo Daro, Madad Ali Sindhi, Mohen Jo Daro Excavation ve Government of Sindh Culture Department, 2022. On Deciphering the Indus Script, Asko Parpola. Sayfa 128-137.
(5) Lahor Müzesi bilgilendirme levhası.
(6) The Indus Valley Civilisations (Harappan Civilisation).
(7) Lahor Müzesi bilgilendirme levhası.
(8) Lahor Müzesi bilgilendirme levhası.


Leave A Reply