
Sanatkarına çok kıymet veren, krizantem yetiştirmeyi sanat haline getiren, yaygın bir estetik kültüne sahip bir millettir Japonlar (1). Krizantemden başka kiraz çiçeklerini, mehtabı, yağan karı seyretmeyi, böcekleri, kuşun ötüşünü dinlemeyi, küçük şiirler yazmayı, bahçe yapmayı, çiçek tanzim etmeyi, merasimle çay içmeyi severler (2). Küçük bir hediye bile onları heyecanlandırır (3). Onları mutlu eden bir şey olduğunda bunu bir kağıda yazıp kumbaraya atıyorlar. Yıl sonunda kumbarada biriken kağıtları okuyup mutluluklarını tazeliyorlar.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Demokan Ailesi’nin izniyle.
Japonlar genelde zor kullanmadan otorite temin ederler (4).
Kendilerinden beklentileri çok yüksektir (5).
Onlar, beklenmedik tehdit edici durumlarla karşı karşıya gelebilecekleri halde, maneviyatı takviye amacıyla, önceden planlanmış ve düzenlenmiş bir hayata bağlanırlar (6).
Tahkir edilme ile ağır tazminat verme gibi tabii sonuçları birbirinden ayırırlar. 1905 Rus Savaşı’ndan sonra Rusların kendilerini tahkir ettiğini düşünmemişlerdi. Hiçbir kıyım yapmadılar. Filipinler’de ABD’ye karşı zafer kazandıktan sonra ise tamamen zıddını yaptılar. Çünkü ABD’nin politikasının Japonya’ya kıymet vermeyen bir politika olduğunu düşünüyorlardı. Tahkir edildikleri zamanki hareket tarzlarıyla, edilmediklerini düşündükleri zamanki hareket tarzları tamamen farklıdır (7). Onlar için, tahkirden sonra sadakatsizlik meşrudur (8).
Ailede ve şahsi ilişkilerde yaş, nesil, cinsiyet ve sınıf özel bir davranış emreder. Devlet işlerinde, dinde, orduda ve endüstride hiyerarşi sahaları, hiç kimsenin yetkilerinin dışına çıkamayacağı, aksi taktirde cezalandırılacağı esasına göre dikkatle düzenlenir. Hiyerarşiyi meşru kabul ettikleri için emniyet hissi duyarlar (9).
Japonlara göre, kişinin kuvvetli bir karaktere sahip olduğu, isyan etmesiyle değil, itaat etmesiyle anlaşılır.
“Japonya’da insanlar kendinden emin görününce, bu da neyin nesi deriz. Japon atasözü, yerinden çıkan çivi yerine çakılır, der. Japonya’da kendini öne çıkarmak, başkasının işine laf etmek gibi şeyler yapılmamalıdır. Fikir birliğine saygı duyulması beklenir. Ve her ne olursa olsun sabırlı olunmalıdır: Sus ve katlan! Japonlar harekete geçmeden önce düşündükçe düşünürler. Ya da düşündükçe düşünür ve harekete geçmezler. Japonlar fazlasıyla çekingendir. Avrupalı öğrenciler öğretmenleri tarafından uyarıldıklarında ikna olmazlarsa karşı çıkarlar. Onun dediğini anlamıyorlarsa, anlamadıklarını söylerler. Japonlar bunu asla yapmaz. Bir Japon öğrenci büyük bir hoca karşısında konuşursa, diğerlerinin ters bakışlarına maruz kalır; ‘Ne saygısız biri!’ diye tepki alır.” (10).
Ikigai, varlık nedeni anlamına gelen bir kavramdır. Genellikle kişinin hayatındaki değeri veya hayatını değerli kılan şeyleri belirtmek için kullanılır.
Wabi-sabi, Japon estetiğinde kusurun kabulü üzerine odaklanan, Budist öğretiden türetilmiş bir dünya görüşüdür.
Koreliler, Mançuryalılar, Formozalılar ve özellikle de Çinlileri ilginç, renkli, eğlenceli bulsalar da onları eskiden beri alt sınıfa ait, aşağı, kalitesiz bulmuşlardır. Japonlar, Ağustos 1937’de Beijing ve Tianjin’i işgal etmişti. Shanghai’da Milletler Cemiyeti’nin bile sesini çıkarmasına neden olan bir vahşet sergilediler. Ardından Çin Cumhuriyeti’nin başkenti olan Nanjing’e yürümeye başlayınca Chiang Kai-shek, Yangtze Nehri üzerinden Wuhan ve Chongqing’e geçip oraları sırasıyla başkent ilan etti. Elçiler de aynını yaptılar. Mitsubishi bombacıları gece Nanjing’i bombaladılar; çok kayıp verildi. Japon General Matsui’nin, Nanjing kentinin doğusundan şehre girişi Nanjing Tecavüzü olarak bilinir. Altı hafta süren terörden nehrin karşı kıyısına kaçmak isteyenlerden de çok boğulan olmuştur. Tokyo Savaş Suçları Mahkemesi daha sonra 200.000 kişinin katledildiğini ve 20.000 kadının ırzına geçildiğini açıklamıştır (11). 1995 yılında Japonya Sosyalist Partisi Başkanı ve Japonya Başbakanı Tomiichi Murayama (1994-1996), Japonya’nın işlediği savaş suçları için ilk resmi özrü yapmıştır.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Krizantem ve Kılıç, Ruth Benedict, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Genel Yayın No 64. Sayfa 2.
(2) A.g.e., sayfa 193.
(3) Zıtlıklar Ülkesi Japonya 2, Mustafa Balbay, Cumhuriyet, 14 Temmuz 2019.
(4) Krizantem ve Kılıç, sayfa 186.
(5) A.g.e., sayfa 194.
(6) A.g.e., sayfa 18.
(7) A.g.e., sayfa 204, 205.
(8) A.g.e., sayfa 129.
(9) A.g.e., sayfa 61.
(10)Sadece Müzik, Haruki Murakami, Seiji Ozawa Söyleşisi, Doğan Kitap, 2021. Sayfa 250, 251, 252.
(11)The River, Simon Winchester, An Owl Book Henry Holt & Company, 1996. Sayfa 123-129
Leave A Reply