- 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda yapılan antlaşmayla Kars Rusya’ya geçti. Burada yaşayan pek çok aile başka yerlere göç etmek zorunda kaldı.
- Çarlık bürokrasisinin milliyet ve dine göre hazırladığı nüfus istatistiklerinde Kars’ın yerli ve göçmen sakinleri arasında Ruslar, Ukraynalılar, Beyaz Ruslar, Ortodoks Ruslar, Duhoborlar, Malakanlar; Gregoryen, Katolik ve Protestan Ermeniler; Sünni Türkler, Alevi Türkmenler, Şii ve Sünni Karapapaklar; Şii Tatarlar yani Azeriler; Sünni Kürtler, Ezidi Kürtler; Estonlar, Almanlar ve Lehler yer almıştır. Ruslar Ermeni milliyetçiliğinden çekindikleri için çok sayıda Ermeni’nin Kars’a yerleşmesine izin vermemişlerdir. İnşaatçı ve iyi taş ustası olan Rumların yerleşimini ise teşvik etmişlerdir. (26, sayfa 62, 67) İlk üç yıl içinde Müslüman ahaliden göç etmek isteyenlere zorluk çıkarılmamış, ellerindeki tapu karşılığında ödeme yapılmış, onlardan boşalan yere yalnızca Hıristiyanlar yerleştirilmiştir ( 26, sayfa 72, 73, 106).
- 1895 yılında vilayette fabrika yoktur. Taş ustalarının ve kalaycıların çoğu Rumdur. Terziler, kuyumcular, tenekeciler ve fırıncıların çoğu Ermenidir. 729 değirmenin sadece 13 tanesinde mekanik bir aksam vardır. Türklerin çoğunlukta olduğu meslek doğramacılıktır (26, sayfa 190).
- Kars ahalisinin yükümlü olduğu bazı angaryalar da vardı. İlki yol yapımıydı. Yol angaryası yılda belli sayıda gün ücretsiz olarak yol yapımında çalışmak anlamına geliyordu. Diğer bir angarya ise askeri birlikler ve devlet memurlarının ulaşımı için araba ve at verme yükümlülüğü idi. Askeri birliklerin nakliyesi için araba ve at verenlere ödeme yapılıyordu ama ebe, aşı memuru gibi görevlilerin nakliyesi ücretsiz olarak ahalinin yükümlülüğünde idi. Askeri birlikler en çok Gümrü-Sarıkamış hattında hareket ettiğinden en iyi atlara ve arabalara sahip olan Duhoborlar ve Malakanlar bu hat üzerindeki köylere yerleştirilmişti (26, sayfa 205).
- 1900’lerin başında Kars’ta içme suyu ve kanalizasyon şebekesi yoktu. İçme suyu şebekesi 1907’de tamamlandı. 1910-14 yılları arasında caddeler parke taşı ile kaplandı.
- Tek hastane askeri hastane idi. Bebek ölümleri çoktu. Frengi hastalığı yaygındı. Çiçek aşısı yapıldığı biliniyor. Kürtler ve Karapapaklar çocuklarına aşı yaptırmıyorlardı. Kağızman’daki sancak doktoru bir kadındı. Kars’ta biri kadın iki diş hekimi vardı (26, sayfa 277).
- İslam dininde ibadet yasaklanmamış, Türk ve Ermeni milliyetçiliğine izin verilmemiştir. 1885-1905 arasında Ermeni okulları kapatılmıştır.
- Ancak arzu edilen kadar Rus köylüsü buraya transfer edilememiştir. Duhoborlar da askerlik yapmayı reddettikleri için 1890’ların sonunda burayı terk etmek zorunda kalmışlardır (26, sayfa 281).
- Osmanlı döneminde yöre halkının okuryazarlık oranı hakkında herhangi bir veri yoktur (26, sayfa 243). Rus kayıtlarında Kürtler, Türkmenler, Terekemeler gibi göçebe yaşam tarzını sürdürenlerin çocukları okula gönderilse bile devamları işlerin yoğunluğuna ve mevsime bağlı oluyordu. Yerleşik Müslüman halk çocuğunu Rus okuluna göndermek istemiyor, çocuklarını mollalara gönderiyordu. Ama bu mektep ve medreselerde dayak atıldığı için onlar da popüler değildi (26, sayfa 270).
Çiçek aşısı, Doğu Anadolu, Duhoborlar, Frengi hastalığı, Kağızman, Kars, Kars Belediyesi Namık Kemal Toplum Merkezi, Kürtler, Malakanlar, Osmanlı-Rus Harbi, Terekemeler, Türkiye, Türkmenler
Leave A Reply