Devrin şartları gereği, kanun kaçaklarının ve macera arayanların önlerindeki neredeyse tek seçenek bir gemi ile denize açılmaktı.
Devletler de zaman zaman büyük bir mali külfetten kurtulmak için korsanlığı özendirmiş ve desteklemişlerdir.
İngiltere, Danimarkalı, İngiliz, İskoç ve İrlandalı ünlü korsanları yüksek maaş ve soyluluk unvanları karşılığında İngiliz Kraliyeti’nin hizmetine almıştı. Korsanların önemli bir bölümüne Sir unvanı verilmesi, iş motivasyonunu artırmaya yönelik bir devlet girişimiydi. Bir asır önce Osmanlı İmparatorluğu’nun yaptığı gibi.
Bu dönemin en güçlü isimlerinin başında Kara Bart lakaplı Bartholomew Roberts gelirdi. Bir numara sayılmasının nedeni, arkasında devlet desteği olmamasından, başarılarını kendi gücüne borçlu olmasındandı.
Henry Morgan, ünlü bir başka korsandı. Britanya desteği ile tüm Karayip Denizi’ni kontrolü altına almıştı. Son yıllarında ünlü bir politikacı olmuş, Jamaika Başkan Yardımcısı bile olmuştu.
William Dampier için hem korsan hem de bilim adamı diyebiliriz. Pasifik’te birçok ada onun keşfiydi, Karayipler (Batı Hint Adaları) dahil. Yaşadıklarını günü gününe not edip 1697 yılında yayınlaması ile İngiliz Kraliyeti’nin hizmetine girme hakkı kazanmıştı. Ama eserinin etkisi uzun vadeli oldu: Kitabına bugün dahi başvuruluyor ve kendisi modern oşinografinin (okyanus ve denizleri inceleyen bilim dalı) babası sayılıyor.
Yararlanılan Kaynak
Arkabahçe, Ebru Çaloğlu, Remzi Kitabevi, 2021. Sayfa 15-17.
Leave A Reply