- Umberto Eco (1932-2016), kültürün birikim değil, eleme olduğunu söyler. Kültür, bir veri birikiminden ibaret olmayıp aynı zamanda bunların süzgeçten geçirilmesi anlamına da gelir. Kültür, aynı zamanda, yararlı ya da gerekli olmayanı atabilme kapasitesidir.
- Jorge Luis Borges (1899-1986), bir öyküsünde her şeyi hatırlayan bir karakteri anlatır. Tam da bu nedenden ötürü, adam tam bir salak, tamamen bloke olmuş biridir.
- ABD’li eleştirmen Dwight Macdonald (1906-1982), 1960 yılına ait bir denemesinde kültürü üç farklı seviyede tanımlar: Yüksek Kültür, Joyce, Proust, Picasso tarafından temsil edilirken, Kitle Kültürü adını verdiği kültür sınıfının Hollywood ürünleri ve rock müziği tarafından temsil edildiğini söylüyordu. Üçüncü grup, temelde kitsch olan, avangard tarzın hatlarından da yararlanan eğlencelik ürünleri kapsıyordu.
- Eco, Avrupa kültürünün kimliğinin, farklı edebiyatlar, felsefeler, müzikal ve teatral eserler arasındaki uzun diyaloğa dayandığını; bunun savaşa rağmen silinmeyen bir şey ve bu kimlik üzerine, dil bariyerine bile direnç gösteren bir topluluk inşa edildiğini söyler.
Maç seyretmek uğruna konsere gitmekten vazgeçmek acaba bir gösterge olabilir mi?
Yararlanılan Kaynaklar
- Budalalıktan Deliliğe, Umberto Eco, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016.
AVANGARD, Budalalıktan Deliliğe, Dwight Macdonald, farklı edebiyatlar, felsefeler, Jorge Luis Borges, Joyce, Kitle kültürü, Kitsch, Kırmızı Kedi Yayınevi, müzikal ve teatral eserler, Picasso, Proust, rock müziği, rock müzik, Umberto Eco, yüksek kültür
Comment
İlginç.