- Kartacalıların kurduğu ilk yerleşmenin yakınlarında Roma egemenliğinin başlarında kentin merkezini oluşturan eski forumun kalıntıları yer alır. Roma kentinin iç kesimlere ve kıyı boyunca batıya doğru hızla yayıldığı anlaşılmaktadır.
- Leptis Magna’nın yerleşim yeri olarak seçilmesinde önemli rol oynayan Lebda Irmağı’nın ağzındaki doğal demirleme yeri, Severus döneminde yapay olarak geliştirilmiştir.
- Bu kentin yapılarının başlıca örnekleri yeniden inşa edilen liman, 19 km uzunluğundaki su kemeri, işlemeli zafer takı, arkadların sıralandığı 410 m uzunluğunda anıtsal bir cadde ve ırmağın sol yakasında inşa edilmiş yapı topluluğudur. Irmağın yanına inşa edilmiş olan yeni mahalle, anıtsal caddenin çevresine planlanmıştır. Mahallenin girişindeki dev nympheum (anıtsal çeşme), daire biçimli meydanda yer alır. Limandaki iskelelere açılan mahallede anıtsal bir forum ve bazilika vardır.

Leptis Magna’da nympheum.
Çeşmeler, suyu getirmiş olmanın gururu ile anıtsal yapılırdı.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

1686 ve 1708 yıllarında, yani Osmanlı döneminde, Fransızlar Leptis Magna’daki yüzlerce granit ve mermer parçayı ülkelerine götürmüş. Parçalar, Versailles ve St. Germain des Pres’nin yapımında kullanılmış. Fransızlar, gemiye taşıyamadıkları bu üç sütunu sahilde bırakmışlar. Londra’ya da bazı sütunlar götürülmüş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmekte olan, mermer Athena heykeli. Leptis Magna’dan ülkemize getirilmiş olan bu heykel, MÖ 5. yüzyılda yapılmış olanın Roma dönemindeki kopyası.
Fotoğraf: İstanbul Archaeological Museums, Alpay Pasinli, A Turizm Yayınları, 2001.
Leave A Reply