- Uzun anlatı şiirlerinin dünya edebiyatındaki geçmişi çok eskidir. Bu kafiyeli anlatılara epyllion (çoğulu epyllia) adı verilmiştir.
- Gılgamış Destanı, Homeros’un eserleri, Latin edebiyatı, İskandinav sagaları, Çin, Hint, Japon eserleri ve İslam geleneği bu tür eserlerle doludur.
- İlyada, şiir diliyle yazılmış bir destandır. Yunancanın İon lehçesi ile Aiol lehçesinin karışımıyla yazılmıştır, kalıplaşmış bir ozan deyişini yansıtır. Her hecenin uzun ya da kısa sayılacak bir ölçüsü vardır. Ölçü, hecenin içindeki sesli harfe verilen değerle ölçülür; belli harfler uzun, belli harfler kısa sayılır. Vezinler dizeyi oluşturan sözcüklerin hece sayısına göre değil, hece ölçüsüne göre ölçülür. Buna hexametron, altılı vezin denir. İlyada, Odysseia’dan daha eski diye düşünülür.
- Geoffrey Chaucer’ın 1360’larda yazdığı Gülün Romansı, Ortaçağ rüya şiir geleneğinin en önemli örneklerindendir. Düşes’in Kitabı (1369-72), Şöhret Evi (1379-80), Kuşlar Meclisi (1380-82) ve Canterbury Hikayeleri (1388-95) ile bu geleneği izleyen başka örnekler de verir.
- Christopher Marlowe Timurlenk (Tamerlane), Kahraman ve Leander gibi manzum öyküsel anlatılar yazdılar.
- Shakespeare’in kesin bir vezinle yazdığı uzun anlatı şiirleri (Venüs ile Adonis, Lükres’in İğfali, Anka ile Kumru, Bir Aşığın Yakınması, Coşkulu Yolcu), şiirselliğin yanı sıra öyküsellik ve dramatik eda taşırlar. Oyunlarında, anlatı şiirlerinden yansımalar göze çarpar. Shakespeare’in Venüs ve Adonis’i yazarken kullandığı vezinli ve kafiyeli düzen daha önce de kullanılmış olmasına rağmen Venüs Adonis Stanzası diye anılır. Çünkü bu formu meşhur eden bu epyllion’dur. (Stanza, zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebi anlatım biçimidir.) Shakespeare, her dizede 10 heceden oluşan (iambic pentameter) bir vezin kullanır. Bu vezinde sırasıyla bir vurgusuz bir vurgulu hece yer alır.
- Puşkin’in ünlü şiir-romanı Yevgeni Onegin, 1825-1831 yılları arasında dört cilt olarak yayınlanmıştır. Puşkin, bu şiir-romanını yazarken yepyeni bir şiir kıtası yaratmıştır. Edebiyatçılar bunu, Onegin Kıtası diye adlandırırlar. Onegin Kıtası, önce bir fikir verir, sonra onu geliştirir, zirve noktasına ulaştırır ve son iki dizesiyle bağlar. Kıtalar, kendi içinde bütünlük sağlamakla kalmaz, aynı zamanda aralarındaki bütünlükle bir romanın örgüsünü oluşturur.
- Nabokov da 1962 yılında şiirsel romanı Solgun Ateş’i çıkarmıştı.

Venüs ile Adonis, Titian, 1550’ler.
Titian bu tabloyu Ovidius’un Değişimler adlı eserinden ilham alarak yapmıştır. Bu mitolojik öykü daha pek çok sanatçı tarafından konu olarak seçilmiştir. Çok kez tercih edilmesinin sebeplerinden biri de çok görsel satırlarla anlatılmış olması. Shakespeare 1592 yılında Venüs ve Adonis’i yazmadan önce ressamlar Ovidius’u, daha sonra ise Shakespeare’i okuyarak resimlerini yaptılar, diye düşünülür. John Blow (1649-1708), 1681 yılında ilk önemli İngiliz operasını bestelerken de aynı konuyu seçmiştir.
Fotoğraf:metmuseum.org
- İslam edebiyatında manzum anlatı geleneğine mesnevi türü denir ve bu gelenek genellikle Firdevsi (940-1020) ile başlatılır.
- 800 yıl boyunca Arapça, Farsça ve Osmanlıca yazılmış zengin bir kanon oluşmuştur.
- Dede Korkut ve Kürt epik şiirleri/epopelerinde uyak yoktur, serbest şiirdir.
Yararlanılan Kaynaklar
Tamburlaine, Christopher Marlowe, The Odyssey Press, 1974.
Aşk ve Anlatı Şiirleri, William Shakespeare, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.
Yevgeniy Onegin, A. S. Puşkin, Everest Yayınları, 2003.
Canterbury Hikayeleri Genel Prolog, Geoffrey Chaucer, Gündoğan Yayınları, 1993.
Homeros Gül ile Söyleşi, Azra Erhat, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1999.
Leave A Reply