Eski çağ aktörlerinin oynadıkları rolü belirtmek için giydikleri, Latincede, oyuncu maskesi anlamına gelen persona, Jung’un adlandırmasıyla, egonun, gerçek niteliğini toplumdan saklamak amacıyla yarattığı kamusal çehredir, maskedir. Daha basit söylersek, persona başka insanlarla ilişki kurmak için taktığımız maskedir. Bir takım tehlikelerden sakınabilmek, bir takım şeyleri elde edebilmek için toplumun istediği kişiliğe bürünüyoruz. İşte bu role persona diyor Jung. Persona, çevremizdekilerin görüp tanıdığı yanımızdır. Persona, dünya ile ilişkilerimizi sağladığımız bir gerekliliktir, ilişkilerimizi basitleştirir ve onları daha hoş kılar.
Bu maskeyi bilinçli veya bilinçdışı takınabiliriz.
Başkalarını etkilemek, gerçek doğamız olduğunu düşündüğümüz yönümüzü gizlemek istediğimizde bu maskeyi takarız. Maskenin biçimi, anne babaların, öğretmenlerin, akranların beklentilerine, koşullamasına bağlıdır. Persona, savunmasız egoya bir ölçüde koruma sağlar. Bir kültüre uyum sağlayabilmek, bir işi yapabilmek için personaya ihtiyaç duyarız. Sorun, kişi persona ile bütünüyle özdeşleştiğinde ortaya çıkar. Bu durumda kişi, maskeyi indirmekten korkar olur. Böyle bir kişilik nevroz geliştirmeye yatkın hale gelir, hayatın daha geniş yönlerini görememe söz konusu olur.
Jung, personanın bireyin gerçek olduğuna inandığı bir tür sahte kişilik olduğunu söylemiştir. Jung’un tanımına göre persona bir dış kişilik. Herkesin bir de iç kişiliği var. Anima, erkeğin kişiliğindeki bilinçdışı kadın yönün; animus ise, kadının kişiliğinde bunun eşdeğeri olan erkek yönün kişileştirilmesi olarak tanımlanır. Kişiliğin bu bilinçdışı yönleri, davranışı ve personanın karakterini belirler.
İnsanlar uzun dönemler boyunca karşılaştığı benzer olayları bir süre sonra belli davranış kalıplarına oturtmuş ve bu kalıpları kuşaklar boyunca aktarmaya başlamıştır. Bunlar arketiplerdir. Psikolojide ilk defa Carl Gustav Jung (1875-1961) tarafından kullanılmıştır ve arketip kavramını çözmesi onu Freud’tan ayıran noktalardan biridir..
Bebeklik dönemi en doğal, rol yapılmayan bir dönemdir. Çocuk büyüdükçe çevresinin beklentilerini fark etmeye, buna göre davranmaya başlar. Bunun hangi boyutlarda ilerleyeceği, gerçek kimliğinden ne kadar kaybettiği önemlidir.
Bir adamı çalıştığı iş yerinde gözlemleyen biri, onun güleryüzlü, ileri görüşlü, samimi biri olduğu sonucuna varabilir. Ama aynı adam, başka bir ortamda, örneğin evinde, işyerindekinin tam tersi bir halde olabilir. “Öyleyse hangisi asıl karakterdir, gerçek kişiliktir?” diye sorar Jung. “… Normal bir kişilikte bile, karakter bölünmesi imkânsız değildir” der.
Pesonamızın kişisel olduğunu sanırız ama ortaktır, bu anlamıyla arketiptir: çocukları için çırpınan anne, karşılıksız veren ana arketipini yaşamaktadır.
Çevremizin istediği rolü oynarken, rolümüze uymayan isteklerimizi kendimize ve başkalarına göstermeyiz. Bastırdığımız bu isteklerin durduğu alana Jung gölge adını verir. Gölgede, personanın reddettiği istekler bulunur, yani personanın tam karşıtıdır. Persona ile bilinçaltı eşzamanlı oluşurlar. Gölge, rüyalarda hoşa gitmeyen niteliklere sahip birisi olarak ortaya çıkar. Gölge, kendi hakkımızda bilmek istemediğimiz her şeydir. Toplum ne kadar dar ve kısıtlayıcı olursa, gölgemiz o kadar geniş olacaktır. Gölge doğal, içgüdüsel insandır. Gölge, kendi başarısızlıklarımız ve zayıflıklarımız söz konusu olduğu sürece kişiseldir ancak tüm insanlarda var olan ortak bir yön olduğundan kollektif bir olgudur da. Gölgenin kolektif yönü şeytan, cadı ve benzerleriyle dile getirilir. Kişi bu karanlık yönüyle bir arada yaşamanın bir yolunu bulmak zorundadır. Zihinsel ve bedensel sağlığı buna bağlıdır.
Jung’a göre herkeste dört yeti (düşünme, duygulanma, algılama ve sezme) bulunur. Ama insanlar, hep en güçlü oldukları yetiyi kullanırlar ve diğerlerini gölgeye iterler. Biri persona, diğerleri gölgemizdir. Düşünen, duygusal, algılayan ve sezgisel kişiler birer arketipi gerçekleştirmektedirler.
Yararlanılan Kaynaklar
- Persona the Meaning Behind the Mask, Mehmet Mizanoğlu, Ph. D., BGB Press, Inc. USA, 1998.
- Jung Kilit Fikirler, Ruth Snowden, Optimist Yayım ve Dağıtım, 2011.
- Jung Psikolojisi, Frieda Fordham, Say Yayınları, 1999.
- Jung Psikolojisi Üzerine, Erol Çoşkuner, yasamustası.org.
Leave A Reply