
Gur Emir, Timur’un türbesidir. Timur, soyundan kişiler ve hocalarıyla buraya defnedilmiş.
Başlangıçta Timur’un 1402’de ölen torunu Muhammed Sultan için tasarlanmış. Taçkapı dört eyvanlı, kare bir avluya açılıyor. Türbenin çevresinde bir medrese, bir hankah ve birçok hücre bulunuyor.
Girişteki taçkapının mozaikleri Timur’un torunu Uluğ Bey zamanında yapılmıştır. Mozaikler Muhammed bin Mahmud el-İsfehani imzalıdır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Türbenin bahçesinde korunmakta olan bu mermerin Timur’un tahtı olma ihtimali var. Ama Şeybaniler’in bunu taht olarak kullandıkları kesinmiş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Sekizgen türbenin üstü yiv bezemeli, soğan biçimli, yüksekliği 34 metreyi geçen, ikiz kubbe ile örtülüdür.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

İç duvarların üstündeki somaki kaplamalar insan boyu yüksekliğindedir. Duvarların üst kısmı, kemerler ve kubbe lacivertle altın rengi karışımına boyanmıştır. Boyalı, lake papier maché kenar süsleri yapılmıştır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Koyu renkli yeşim taşından yapılma sanduka Timur’a; pencereye doğru önündeki sanduka ise hocası, kendisinden bir yıl önce ölen Mir Said Baraka’ ya aittir. Timur hocasının ayak ucunda yatmaktadır.
Timur ile aynı hizada, beyaz, ince uzun, yanı boş sanduka ise Uluğ Bey’e aittir. Sandukaları, kaymak taşından bir parmaklık çevreler.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Kripto. Gur Emir’de lahitlerin bulunduğu mozole salonu altın yaldızlı, nakışlı, çinili. Alt kattaki asıl kabir odası ise basık tavanlı, rutubetli bir yer ve tek bir çıplak ampulle aydınlatılıyor.
Fotoğrafın merkezindeki Timur’un mezarıdır.
Sovyet antropolog Mihail Gerasimov 1941 yılında Timur’un kabrini açmaya geldiğinde bir yazıtla karşılaşmış. Yazıtta: “Her kim benim mezarımı açacak olursa benden daha beter bir düşman bulacak” deniyormuş. Nitekim ertesi gün Hitler SSCB’ye saldırmış.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Leave A Reply