
Orta Asya’daki eski pazar yerlerinin adı Registan. Bugün bu ad, daha çok medreselerle çevrili eski meydanlar için kullanılıyor. Üç medresenin ortasında kalan, eskiden pazar kurulan geniş alanda konserler, gösteriler, şenlikler düzenleniyor. Biz de burada ışık gösterisi izledik. Registan pazarı ise Bibi Hanım Camii’nin yanına taşınmış. Registan Meydanı, Uluğ Bey’in hükümdarlığı zamanında inşa edilmiştir.
Fotoğrafta solda Timurlu eseri Uluğ Bey Medresesi (1417-1420), sağda bir Şeybani eseri olan Şirdar Medresesi (1619-1635), ortada ise yine bir Şeybani eseri olan Tillakari Medresesi (1646-1660) görülmektedir. Bu yapılar, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Uluğ Bey’in Semerkand mimarisine asıl katkısı Registan Meydanı’ndaki adını taşıyan medresesidir. Yapımı 1417-1420 arasında gerçekleştirilen bu medrese de dört eyvanlı avlu planına uygundur. Yapının bitişiğinde bir hankah ve bir mescit vardı ama bunlar günümüze ulaşmamıştır.
Taçkapıda yıldızlar motif olarak kullanılmış, mozaik ve baklava biçiminde çini bezemelerle süslenmiştir.
Medresenin alt katı dershane, üst katları yatakhane imiş ve iki öğrenci bir hücreyi paylaşırmış.
Yüzden fazla öğrenci medresede ders alabilmekteydi. Bu medrese, 15. yüzyılda Orta Asya’nın en büyük eğitim kurumuydu ve verilen eğitimin kalitesiyle ün salmıştı. Eğitim parasızdı ve öğrenciler sınavla alınırdı. Uluğ Bey Medresesi’nde, teoloji, astronomi ve felsefe tahsil edilmiş. Uluğ Bey kendisi de burada ders vermiş.
Uluğ Bey önce kendi adını taşıyan medreseye defnedilmişti. Baba katili Abdüllatif öldürülünce başa geçen Abdullah, Uluğ Bey’i Gur Emir’e nakletmişti.
Uluğ Bey Buhara’da daha mütevazi bir medrese yatırmış, kapıların üzerine “Aklını aydınlatmak her Müslüman erkek ve kadının görevidir” yazdırmıştı.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Şirdar Medresesi’nin taçkapısında Aral kaplanı, güneş ve geyik motifleri işlenmiş. Kaplanların yüzü insan yüzü; bu tabu yıkıcı bir seçim olmuş. Medresenin 54 hücresi varmış. Medresenin arkasına 18. yüzyılda bir çarşı inşa edilmiş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Bir zamanlar talebelerin kullandıkları odaların çoğu el işi atölyelerine ve hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlara dönüşmüş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Tillakari Medresesi. 17. yüzyılın ilk yarısında Alçin kabilesinden Semerkand hükümdarı Yalanguş Bahadır tarafından eski hankah yerine bir medrese, kervansaray yerine de içinde bir mescit olan Tillakari Medresesi inşa edilmiştir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu

Günümüzde müze olarak gezilen Tillakari Medresesi içindeki caminin eşsiz bezemeleri, Timurlu dönemi yapı geleneğinin 17. yüzyılda da gücünü koruduğunu gösterir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Leave A Reply