- Neo-con düşüncenin Yahudi entelektüel köklerine dikkat çeken çalışmalar yayınlanmıştır. Neo-con düşüncenin kökleri, 1930’ların ortalarından 1940’ların başına kadar New York City College’da okuyan, çoğunlukla Yahudi aydınlardan oluşan sıra dışı bir gruba dayanır. Bu gruptaki kişiler işçi sınıfından ve göçmen ailelerden geliyorlardı. Grubun en belirgin özelliği sol görüşten yoğun bir anti-komünizme geçiş ve komünizmin kötülüğünü göremeyen liberallere yönelik nefretti. New York City College’ın yanında Rand Corporation ve Chicago Üniversitesi de neo-con düşünce denince adına sık rastlanan kurumlar olmuştur. 1970’lerin sonlarından itibaren neo-con düşünce Amerikan muhafazakarlığı ile iç içe geçti ve Amerikan kapitalizmini içselleştirdi. Ancak neo-con’lar, göç ve serbest ticaretin aleyhindeydiler.
- Neo-con’lar 1990’larda NATO’dan yana idiler. Ancak NATO’nun 2003 Irak müdahalesini desteklemeyeceği anlaşıldığında NATO’ya yönelik ilgilerini kaybettiler.
- Neo-con’ların görüşlerinin pek çoğu 1981-1989 döneminde başkanlık yapan Reagan yönetimi tarafından uygulamaya konulmuş olsa da, dış politikayı belirleyen yapı neo-con’lara hala saygı duymuyordu. Ama neo-con’lar geleneksel akla karşı çıkmaya ve çift taraflı nükleer silahları sıfırlama veya Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi, kimsenin kesinlikle imkan dahilinde görmediği çözümler üretmeye alışkındılar. Komünizmin ani çöküşü, bu görüşlerin çoğunu haklı çıkardı ve bunların 1989’dan sonra ana görüş olarak görülmelerini sağladı.
- Francis Fukuyama’ya göre, ABD siyasetinde şahin kanadı temsil eden Neo-con (Yeni Muhafazakar) düşünce, 1990’larda güç kullanımını aşırı biçimde vurgulayan bir ABD dış politikası uygulamış ve Irak Savaşı’na yol açmıştı.
Chicago Üniversitesi, NATO, Neo-con, Neo-con düşünce, New York City College, Püritenler, Rand Corporation, Reagan yönetimi, Yeni Muhafazakar
Leave A Reply