Geometrik stil MÖ 11. yüzyılda (bazı kaynaklar bu çağı MÖ 1050-700 dönemine tarihler) Yunanistan’da başlamış ve 8. yüzyıla kadar gelişerek devam etmiştir. En etkileyici merkez Attika’dır. Geometrik Çağ’ın belirgin özelliklerinden olan şehir devletleri ve koloniler, sadece Yunanistan ve adalara değil, Batı Anadolu’da İonia ve Karia Bölgesi’ne kadar yayılmışlardır. Batı Anadolu’ya ulaşan çanak-çömleklerin daha sonra yerel atölyelerde taklit edilmesi sonucu özgün üsluplar yaratılmıştır. Günümüzde sergilenen Geometrik Çağ’a ait seramikler, İzmir-Bayraklı, Miletos, Teos ve güneybatıda bulunan Karia kentlerindeki kazılarda ortaya çıkmıştır. Farklı merkezlerde üretilmiş olmalarına rağmen seramiklerde görülen çizgi bezemeler, bitki ve deniz hayatı ile ilgili motifler, pergelle daireler, zikzak, üçgen, kafes, baklava, düz ve dalgalı çizgiler gibi geometrik süslemeler ortak özellikler olarak göze çarpar.
MÖ 8. ve 7. yüzyıllarda ilk örnekleri görülen kaplar, zamanla gelişerek tipik biçimlerini aldılar. En çok görülen kaplar amforalardı. (Amforalardan yazılarımızda pek çok kez bahsettik.) Amforalar, iki kulplu, ince uzun boyunlu, yürek şeklindeki testilerdi. Hydria, çeşmeden su getirmek için kullanılıyordu. Suyu boşaltırken dengeyi sağlamak için düşey, testiyi taşımak için de iki yatay olmak üzere üç kulpu bulunurdu. Ters dönmüş bir çana benzeyen geniş ağızlı ve kıvrık kenarlı krater ise su ile şarabı karıştırmak için kullanılırdı. Yunanlılar şarabı su katmadan içmezlerdi çünkü amforada bekleyen şarap koyulaştığı için su katmak gerekirdi. Oinokhoe ise kraterden şarabı almak için kullanılan, tek kulplu, düz ya da yonca ağızlı, sürahiye benzer şarap testisiydi (3). İçine parfüm, su veya yağ konulan kothon’ların bazıları kandillere benzerdi.
MÖ 7. yüzyıl içinde Geometrik üslubun yerini, doğuya dönük Orientalizan (MÖ 670-570) diye adlandırılan başka bir üslup alır. O çağlarda Yunanistan’ın deniz ticareti dolayısıyla Suriye-Asur ile ilişkisi gelişmiştir. Ticari ilişki, sanatsal etkileşimi de beraberinde getirmiştir. Yunanlı tacirler, doğu sanatının örneklerini ülkelerine getirmiştir. Bu eserler, renkleri, malzemeleri, motifleri ile Yunan çanak-çömleğinde iz bırakırlar. Miletos’ta, Rodos’ta, Korint’te bu doğuya dönük üslupta yapılmış çok sayıda kap ortaya çıkmıştır. Arkaik Dönem öncesi ve çağdaşı evrelerde Batı Anadolu çömlek atölyeleri Doğu Üslubu (Orientalizan) olarak adlandırılan hayvan frizli çanak-çömlek üretiminde de Rodoslu ve adalı ustalardan geri kalmamıştır (4).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Hanya Arkeoloji Müzesi bilgilendirme levhası.
(2) Eski Yunan Sanatını Tanıyalım, Flavio Conti, İnkilap ve Aka Basımevi, 1982. Sayfa 54.
(3) A.g.e., sayfa 58.
(4) Antalya Müzesi bilgilendirme levhası.
Leave A Reply