
1220 yılında yapımı tamamlanan Paris’e 80 km uzaklıktaki Chartres kentinin Katedrali, UNESCO Dünya Mirası Listesindedir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 1998.
Kilise pencerelerine 4. yüzyıldan beri çoğunlukla renklendirilmiş camlar takılmıştı. Berrak camlar çok sonraki tarihlere kadar üretilmemiştir (1).
Ortaçağ vitrayları çok sayıda bağımsız ve farklı renkte camla yapılmaktaydı. Bunlar kurşun kayıtlarla bir araya getirilir ve demir bir iskelet veya düzenekle cama ek destek verilirdi. Bu, genellikle pencere tasarımının bir parçasını oluştururdu (2).
Vitray pencerelerin, Kuzey Avrupa’da 400 yıl sürecek önemini ilk kazandığı yer Fransa’da Saint Denis’ti. Bu çok kutsal pencerelerden giren ışık fiziki aydınlanma kadar manevi aydınlanmayı da sağlıyordu. Chartres Katedrali, orijinal vitraylarından çoğunu günümüzde de korumaktadır. Her bir pencere grubundaki figürler, teolojik olarak tüm dizide resmedilen öğretilerle bağlantılıdır. Bu gibi pencerelerin, fakir ve okuma yazma bilmeyenlerin Kutsal Kitabı olacağı düşünülmüştür (3).
Selçuklu ve Osmanlı’da renkli camlar alçı ızgaralara yerleştirilmiştir. Bizans vitraylarında hem alçı hem de kurşun ızgaralar kullanılmıştır. Avrupa vitraylarında ise daima kurşun ızgara tercih edilmiş, cam yüzeyi boyanarak yüksek ısıda renklendirilmiştir (staining)(4).

Chartres’da ön planda olan, cam panoları birbirinden ayıran ağbezek, dışarıdan daha barizdir. Ağbezek bir Gotik buluşuydu ve duvarı aradan çıkartarak levhalı ağbezekten çubuklu ağbezeğe kadar gelişmesi Chartres gibi 13. yüzyıl katedralleri olan Reims ve Amiens’te izlenebilir. Gotik pencere, şablon ya da panoların üst kısmındaki ya da tonozun üzerindeki süslü işlemelere ağbezek denir. Başlıca iki türünden biri olan levhalı ağbezek, iki ya da daha fazla ışıklığı olan erken dönem Gotik pencerelerinin üstündeki taş bölümü boylamasına kesen dekoratif şekilli açıklıklardır. Çubuklu ağbezek’in ise, pencere çerçevesi içindeki tirizlerin tepesindeki kafes benzeri süslemeleri olur (5).

1170 yılında inşaatı başlamış 1547 yılında tamamlanmış olan Fransa’nın Tours şehrindeki St. Gatien Katedrali’nde, 13. yüzyıl ve 15. yüzyıla ait vitraylar vardır.
13. yüzyılda katedralde çalışan sanatçılar vitray yapımına bazı yenilikler getirmişlerdir. Bir pencereyi birçok küçük sahne yerine, İncil karakterlerini daha büyük, şeffaf veya açık renkli camlar üzerine yapıp etraflarını ise bitkisel motiflerle çerçeveleyerek hem yapıya daha çok ışık girmesini, hem de seçili öykünün daha anlaşılır olmasını sağlamışlardır. 1265 yılında yapılmış olan bu yenilik Fransa’da daha sonra da İngiltere’de uygulanmıştır. Bir başka yenilik ise enamel boya ile camın üzerine resim yaparak öyküyü daha gerçekçi anlatabilmek olmuştur.
Yararlanılan Kaynaklar
- Dünya Sanat Tarihi, John Fleming ve Hugh Honour, Alfa Basım Yayım, 2016. Sayfa 381.
- Binalar Nasıl Okunur?, Carol Davidson Cragoe, YEM Yayın, 2011. Sayfa 63.
- Dünya Sanat Tarihi, sayfa 381, 384.
- Beykoz Cam ve Billur Müzesi, Ed. Nazan Erbil, Milli Saraylar Başkanlığı, 2021. Sayfa 105.
- Dünya Sanat Tarihi, sayfa 937.
Leave A Reply