
İsimsiz, Genco Gülan, 2004.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Baksı Müzesi, 2016.
- 11 Eylül’den sonra Batı medyası, Avrupa’nın iki payandası olan cinsiyet eşitliği ve ifade özgürlüğü etrafında, İslam’ın varlığına karşı, genel bir seferberlik ilan etti. Recm, kadın sünneti, erkek çocuğun sünnet edilmesi, zorla evlendirme gündeme geldi. Seferberlik sürüyor.
- Avrupa’da çokkültürcülüğe karşı geliştirilen ilk sert eleştiriler Hollanda’da 2000 yılında yapıldı. Çokkültürcülük Dramı adlı makalede göçe açık bir toplumun kırılganlığı vurgulandı.
- 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra da pek çok olumsuz gelişme yaşandı.
- 11 Eylül saldırılarından sonra, 2001 yılında siyaset bilimci Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezine, İtalyan gazeteci Oriana Fallaci kendi yorumunu getirdi, İslam karşıtı bir manifesto olan Öfke ve Kibir adlı kitabı yayımlandı. Kitap, geniş şekilde alıntı yapılan bir Best Seller/çoksatar oldu, İtalya’da ders kitabı olarak okutulmaya başlandı. Fallaci 1990 yılında İnşallah adlı kitabında da İslam’a saldırmıştı.
- 2004’te Submission/Teslimiyet adlı 10 dakikalık kısa filmin yönetmeni Hollandalı Theo van Gogh öldürüldü. Filmde, İslamistan’da, kadının aşağılanması konu ediliyordu.
- Temmuz 2005’de El-Kaide Londra’ya saldırdı. 2007’de İngiliz hükumeti terörle mücadele kapsamında Bireylerin Radikalleşmesini Önleme Programı’nı başlattı (Prevent).
- Eylül 2005’te Danimarka’nın en büyük günlük gazetesinde yayımlanan “Muhammed’in Yüzleri” özel sayısında, Hz. Muhammed’in 12 karikatürü yayımlandı. İslam’ın kutsal tabularını kırma, İslam’ı yergili temsile razı etme, Peygamber’i eskiden kullanılan savaşçı imajından terörist imajına sokma girişimi olarak yorumlanan karikatürler bir dizi olaya neden oldu.
- Karikatürleri yayınlamayı reddeden basın yayın organları da oldu. Bunlar eleştirildi. Yayınlamayı red, korkudan değil, saygıdan olmalı.
- 2008’de Saraybosna’da binlerce cami yıkıldı. Savaşta camilerin yıkımında uygulanan sistematik şiddet, mimari savaşı (warchitecture), kültürel-dinsel abidelere karşı girişilmiş bir soykırım olarak yorumlanmakta.
- 2010’da Almanya’da Thilo Sarrazin’in bir yılda bir milyon satan Almanya Kendini Yok Ediyor adlı kitabı, nüfusun daha az eğitimli ve daha az zeki kesimlerinin hızla çoğalmasının ülkenin ekonomik rekabet gücünü, kültürel mirasını, özünü kaybetmesine yol açacağını anlatıyordu.
- 2011’de Norveç’teki Breivik katliamının, Avrupa’nın kapılarını İslam’a açan sol gençliği cezalandırma isteğinin bir sonucu olduğu yazıldı.
Almanya Kendini Yok Ediyor, Baksı Müzesi, Best Seller, Bireylerin Radikalleşmesini Önleme Programı, Breivik, Breivik katliamı, Çağımızın Şiddeti, Çokkültürcülük, çoksatar, Danimarka, El Kaide, erkek çocuğun sünnet edilmesi, Genco Gülan, Hollanda, Islam, İslamofobi, kadın sünneti, Londra, Medeniyetler Çatışması, Muhammed’in Yüzleri, Norveç, Öfke ve Kibir, Oriana Fallaci, Prevent, Recm, Samuel Huntington, Saraybosna, şiddet, Submission, Teslimiyet, Theo van Gogh, Thilo Sarrazin, warchitecture, zorla evlendirme
Leave A Reply