- Eski Yunan’daki kadın düşmanlığı, aile hanedanlığının sona erdiği, iktidarın kent devletlerine geçtiği MÖ 8. yüzyıla tarihlendirilir. Aile hanedanlıkları döneminde kadınların ittifakların kurulmasında önemli rolleri vardı.
- MÖ 8. yüzyıldan başlayarak Doğu Akdeniz’de sefalet ve acıların nedeni olarak kadın gösterilmeye başlandı. Bu söylenceler, Antik Çağ’ı izleyen dönemlerin Batı kültürlerinde aynen yer buldu.
- Hesiodos, MÖ 8. yüzyılda Pandora söylencesini yazdı. Bütün kadın sürüleri, Güzel Felaket Pandora’dan doğmuş, o andan itibaren insanlar üzüntü, yaşlanma, hastalık ve ölüme mahkum olmuştu.
- Homeros’un MÖ 8. yüzyılda İlyada’da yazdığı Truvalı Helen, en yoğun nefret edilen kadın olmuştu. Pandora’nınki gibi, Helen’in güzelliği de tuzaktı. Bedensel sunu ile ölümün birlikteliği, dokunulmamışlığın kaybı, ölümü ve savaşı getiriyordu.
- MÖ 7. yüzyılda Eski Yunan şairi Semonides, Zeus’un yarattığı en büyük felaket kadınlardı, diye yazmıştı.
- Mora Yarımadası’nda Dorlar tarafından kurulan ve Atina’nın en güçlü rakibi olan şehir devleti Sparta’da, doğan bebekler arasında kız-oğlan ayrımı yapılmıyor, sağlıklı-hasta bebek ayrımı yapılıyordu. Spartalı kadınlar, Atina’dakilere göre daha geç yaşta evleniyorlar, erkekler gibi çıplak olarak beden sporları yapıyorlar, spor yarışmalarına katılıyorlar, miras olarak eşinin mülküne sahip olabiliyor, onu işletebiliyorlardı. MÖ 4. yüzyılda Sparta’da toprakların üçte ikisi kadınların elindeydi. Sparta’da kadınlar Atina’dakilere göre daha yüksek statü sahibiydi.
- MÖ 6. yüzyılda Solon Yasaları uyarınca kadınlar toprak alamıyor, satamıyor; evli değillerse, erkek kardeşleri de yoksa babalarının ölümünden sonra ailenin en yakın erkek akrabası ile evlendiriliyorlardı. Baba isterse kızının evliliğini sonlandırabiliyor, onu başka biriyle evlendirebiliyordu. Baba, evlenmeden bekaretini kaybeden kızını köle olarak satabiliyordu.
- Bu yüzyılda Atina’da kadınlar için kısıtlayıcı davranış kalıpları vardı: Atina’da bir kadın, yasalar karşısında bir çocukla eşit tutuluyor, yaşamı boyunca bir erkeğin vesayetinde kalıyordu. Evini sadece bir nezaretçinin eşliğinde terk edebiliyor, nadiren kocasıyla birlikte yemeğe davet ediliyor, kendi evinde ayrı bir bölümde oturuyor, evin kadınlar bölümüne sadece yakın akrabalar girebiliyor, resmi eğitim kurumlarından yararlanamıyordu. Ergenliğe ulaşan kızlar, hemen, kendilerinden yaşça çok büyük erkeklerle evlendiriliyorlardı.
- Sadece bir Demeter rahibesinin Olimpiyat Oyunları’nı izlemesine izin verilirdi. Bir başka kadının oyunları izlediği tespit edilirse, uçurumdan aşağı atılırdı. Olimpiyat Oyunları’nda kadınların katıldığı ve izlediği Heraia denen bir müsabaka vardı; burada sadece koşu yarışları yapılırdı.
- Filozof Demokritos (MÖ 460-370), bir kadının düşünmeyi öğrenmesinin çok kötü sonuçlar doğuracağını öne sürmüştü.
- Panteon Tanrıları içinde yüksek konumda dört tanrıça vardır. Bunlar ya bakiredir ya da hem erkeğe hem kadına özgü nitelikler taşır, yani androjendir.
- İki erkeğin homoseksüel ilişkisinde ikisinin de 18 yaşından büyük olması uygun bulunmaz, kadın rolünde olanın vatandaşlığı düşürülürdü.
aile hanedanlığı, androjen, Antik Çağ, Atina, bir kadının düşünmeyi öğrenmesi, Demeter rahibesi, erkek bebek, Eski Yunan, Filozof Demokritos, Güzel Felaket Pandora, Heraia, Hesiodos, Homeros, İlyada, Kadın, kadın düşmanlığı, kadın olmak, kadına şiddet, Kadına Yönelik Şiddet, kent devletleri, kız bebek, kız erkek ayırımı, Olimpiyat Oyunları, Pandora, Pandora söylencesi, Pandora'nın Kutusu, Panteon Tanrıları, şiddet, şiddet nedir, şiddet türleri, Solon Yasaları, Sparta, Truvalı Helen, Yunan mitolojisindeki ilk kadın
Leave A Reply