
Ukrayna’ya bağlı olan Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilmesi ile başlayan Ukrayna-Rusya gerginlik ve çatışmalarını Kiev’de Bağımsızlık Meydanı’nda protesto edenlerin kurduğu kamptan görüntüler.
Bu tip durumlar, saldırgan ülkeye çeşitli yaptırımlar uygulanarak çözülmeye çalışılıyormuş gibi yapılıyor.
Fotoğraf: Nikita Kadan, Limits of Responsibility, 2014.

Bir Zamanlar (Once Upon a Time), Nasan Tur, 2011.
Nasan Tur (1974-), altı metre yüksekliğindeki bu Yerleştirmesinde günümüzde var olmayan sekiz ülkenin bayrağını bir araya getirerek ulus devletlerin geçiciliğine ve kırılganlığına dikkat çekmeyi hedefliyor.
Fotoğraf: Artfox

Guantanamo Bay, Banksy, 2006.
1903’den beri ABD’nin kira karşılığında kullandığı Kuba’ya ait bir alanda kurulmuş olan Guantanamo Kampı, 2002 yılından itibaren askeri hapishane olarak kullanılmaktadır. Burada, başta Afganistan olmak üzere çeşitli ülkelerde ele geçirilen, El-Kaide ve Taliban ile ilgisi olduğundan şüphelenilen kişiler tutulmaktadır. Kamptaki uygulamaları Avrupa Parlamentosu, Uluslararası Af Örgütü ve BM insan hakları skandalı olarak tanımlamıştır.
Kuzey Kore’de de politik suçlu kampları var. Kampta gün boyu çalışmak, idamları izlemek zorunda bırakılmak gibi uygulamalar bir rutin haline gelmiş.
Global Karaköy İstanbul, 2016.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
- Nükleer silahlanma yarışında yıkıcı silah potansiyeli, arkaik toplumdaki Mana misali biriktirilir. Öldürme gücü biriktirerek ölümün savuşturulacağına dair arkaik inanç devam eder. Kapitalist ekonomideki sermaye de Manaya benzetilir: Ne kadar çok paraya sahip olunursa, o kadar güçlü, yaralanmaz, hatta ölmez hissedilir.
- Silahlanma yarışı, bazı görüşlere göre, zafer değil, caydırıcılıktır ve silahsızlanma ciddi toplumsal, iktisadi tehlikeler içerir. Hobbes’a göre, kılıç olmadan sözleşmeler anlam taşımaz.
- Mao Zedong, iktidar namlunun ucunda büyür, demiştir.
- Hannah Arendt, günümüzde savaş ve siyaset ya da şiddet ve iktidar arasındaki ilişkilere dair tüm eski doğruların geçerliliğini yitirdiğini söyler.
- Rus fizikçi Sakharov, termonükleer bir savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesi gibi görülemez; ancak evrensel intiharın bir yolu olarak görülebilir, der.
- Düşmanın bütün topraklarını, mülklerini ve uyruklarını saldırı hedefi sayan toptan savaş kavramının yaratıcısı Prusyalı General Karl von Clausewitz (1780–1831), “Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir,” der.

1945 yılında Japonya’nın Nagazaki kentine atılan atom bombasının ardından çekilmiş bu fotoğrafta bir Japon çocuk sırtında ölü kardeşini taşırken görülüyor. Papa Francesco, bu fotoğrafı “Savaşın Meyvesi” ibaresiyle Vatikan’ın nükleer silahlanmaya karşı olan tutumunu hatırlatmak için çoğaltınca bu acı kare gündeme geldi.
Fotoğraf: Peru.com
- Günümüzde savaş, çok uluslu kapitalizmin doğası nedeniyle savaşan cephelerle sınırlı kalamaz. İran-Irak Savaşı (1980-1988) sırasında Irak’ın Batılı sanayiciler tarafından silahlandırılması devletlerin denetimi dışında olmuştur. Artık savaşta herkesin cephe gerisi düşmanları vardır.
- Yeni iletişim teknolojileri durdurulması olanaksız bilgi akışına olanak sağlamaktadır. Bir diktatörün bile vazgeçemeyeceği bir iletişim söz konusudur. Bu bilgi akışı, geleneksel savaşlarda gizli servislerin gördüğü işlevi görür. Düşmanın şaşırtılamadığı bir savaş ise olanaklı değildir. Bilgi akışı sürekli olarak sözü düşmana verir; tarafların moralini bozarak hükümetlerine olan güvenlerini sarsar. Bilgi akışı ayrıca yurttaşları düşmanların ölümüne duyarlı hale getirir. Ölüm artık görsel bir nitelik kazanmıştır. Tüm bunlar, Foucault’nun sözünü ettiği yayılmış, parçalanmış iktidar kavramı ile ilgilidir. Savaş artık iki ülkeyi karşı karşıya getirmemekte, sonsuz iktidarları karşı karşıya getirmektedir. Yeni savaş silah tüccarlarını zenginleştirmekte ama tüm dünyada tüm ikincil üretim sanayilerini sekteye uğratmaktadır. Çok sayıda gücün devreye girmesi nedeniyle savaş öngörülemez hale gelir ve genellikle tüm taraflar için yitirilmiş olur. Savaş, nasıl bir gelişme gösterirse göstersin, gelecek on yıllar boyunca dramatik bir siyasal ekonomik ve psikolojik istikrarsızlık içinde uzayıp gidecektir. Bu nedenlere dayanarak Umberto Eco, savaşın artık olanaksız olduğunu ileri sürmüştür.

Bayrak, Teresa Margolles, 2009.
Meksikalı sanatçı Teresa Margolles (1963-) eserini kumaş, Meksika’nın kuzey sınırından aldığı toprak ve kan kullanarak yapmış. Eseri ile uyuşturucu trafiğinden ötürü meydana gelen binlerce ölümü ve devletin bu trafiği önlemekteki başarısızlığı/isteksizliği/beceriksizliği temsil etmek istemiş. Eserin bir başka versiyonu 2009 Venedik Bienali’nde de sergilenmiş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Tate Modern, 2017.
- Marihuana kullanımını savunanlar, vergilendirilemeyen bir zevkin, devlet tarafından ahlak bozukluğu olarak sunulduğunu öne sürerler.
- Sivil toplumun gücü, medyanın tarafsızlığı ve açıklığı, kapsayıcı kurumların varlığı devlet şiddetinin önünde en büyük engeldir.
- Atinalı sanatçı Pavlos Nikolakopoulos, 2001 yılında zorunlu askerlik hizmetini reddetmesi sonucu otomatik olarak uygulanan bir devlet prosedürüyle akıl hastanesi gönderildi ve orada 17 gün tutuldu. Vicdani ret, birçok ülkede yaptırımla karşılaşıyor.
- Myanmar’ı sadece Budistlerden oluşan bir devlet haline getirmek için Myanmar ordusu yıllardan beri Arakan Müslümanları’na yönelik etnik temizlik yürütmektedir. Saldırı, terör ve açlığa mahkum etme yöntemiyle Müslümanlar, Müslüman Bangladeş’e kitlesel göçe zorlanmaktadır. Myanmar ordusu hem ülkeden kaçan yüz binlerce Arakanlıyı katletmek hem de Bangladeş’e sığınanların geri dönüşünü engellemek için Bangladeş sınırına da mayın döşüyor. Arakan’da yaşayan, Rohingyalı olarak adlandırılan bu Müslüman gruplar yıllardan beri devlet terörü ile karşı karşıya.
Leave A Reply