- Yakılan kitaplar, makaslanan film şeritleri, kırılan heykeller, parçalanan resimler, yakılan-yıkılan kütüphaneler, yasaklanan şarkılar ve konserler, ateşe atılan bilim insanları, derisi yüzülen şairler, darağacına çekilen ozanlar, parmakları kırılan, öldürülen müzisyenler… Egemen olanın elindeki en güçlü savunma sistemi yasaklamaktır. Gösterilen sebep ise toplumsal düzeni tesis ve genel ahlak yapısını muhafazadır. Yasaklar ahlak adına, din adına, devlet adına, düzen adına, namus adına konur. Yasa ve yasakların müttefikleri ise din ve ahlak sistemleridir. Her yeni dönem beraberinde yeni tabu ve yasaklar getirebilir.
- Türk Dil Kurumu sansür kelimesinin karşılığını her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükumetçe önceden denetlenesi işi, sıkı denetim, diye veriyor.
- Egemen olan, tarihin her sürecinde bütün imgeleriyle algıyı yönetmek telaşındadır. Örneğin Nazi Almanya’sında üretilecek olan sanatın, mutlaka Germen ırkının kültür izlerini taşıması gerekirdi. Egemen olanı zorlayan, sorgulayan yasaklar ve sansürle uğraşmak zorunda kalmıştır.
- MÖ 59 yılında Roma Senatosu tarafından çıkarılan Acta Diurna ilk gazete olarak kabul edilir. Tang Hanedanı döneminde (618-907) çıkarılan saray genelgesi haberlere de yer verdiği için ilk gazetelerden sayılabilir. İlk gazeteler 17. yüzyıl başlarında Almanya’nın bazı kentlerinde ve Belçika’nın Anvers şehrinde basılmıştır. İlk Türkçe gazete 1828 yılında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yarısı Arapça olarak çıkarılmıştır. 1831’de devlet tarafından Takvim-i Vekai, 1860’da özel sektöre ait ilk Türkçe gazete olan Tercüman-ı Ahval yayımlanmıştır.
- Fransa İmparatoru Napolyon, “Eğer basının dizginlerini elimden kaçırırsam, iktidarda üç aydan fazla kalamam” diyerek basının ve sansürün önemini bir arada belirtmiştir.
- “Gazeteci takımı” içinde, İttihatçıları eleştirdiği için İttihatçılar tarafından öldürülen çok olmuştur. Gazeteci ölümlerinde kendini gösteren faili meçhul cinayetler serisi 1909 yılında Hasan Fehmi ile başlar. 1909’dan bugüne dek ülkemizde 66 gazetecinin öldürüldüğü ve bunların çoğunun katillerinin ve azmettiricilerinin bulunamadığı biliniyor.
- Basına uygulanan sansür Cumhuriyet döneminde de devam etmiş; toplatılan, kapatılan gazete ve dergilerin sayısı kabarıktır, sürgünde ölen yazın insanlarımız da olmuştur. Yalnızca 12 Eylül döneminde 13 gazeteye 300’den fazla dava açılmış; 39 ton gazete, dergi ve kitap yakılarak yok edilmiş; 151 adet basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa çıkarılmış; 927 film, aynı sayıda yayın yasaklanmıştır. 2017 yıl sonu itibariyle, Türkiye Gazeteciler Sendikasının açıkladığı listeye göre, 161 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde idi.
- Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından TV ve radyolara yapılan sansür uygulaması ünlüdür. Ekran karartma cezasının yerini belgesel izletme cezası almıştır! Türk aile yapısına aykırı olmak, milli olmamak, müstehcen olmak, “Vatanın ve milletin bütünlüğüne aykırı ve bir sosyal sınıfın diğer bir sosyal sınıf üzerinde tahakküm oluşturabileceği ve komünizm propagandası içerebileceği tehlikesi” yıllarca en öne çıkan sebep olmuştur. Batman’da trafik lambalarının ışıklarının uluslararası sarı-kırmızı-yeşil sıralaması Kürdistan bayrağını çağrıştırdığı için yeşil yerine mavi renge geçilmesi de aynı zihin yapısının uygulamalarıdır.
- Basına/medyaya her haberi yayınlama özgürlüğü tanındığında ona hükümetin sırlarını açığa çıkarma ve yurttaşları bunlardan haberdar etme imkanı da sağlanmış olur. Almanya’da bir yargıç, hükumetin karşı çıkmasına bakmadan gizli tutulan belgelere el koyabilir. Şeffaflık, her şeyi yurttaşların bilgisine sunmaktır. Bu aynı zamanda muhbirliğin önüne geçmenin de en iyi yoludur. Oysa gazetecilere uygulanan uzun tutukluluklar, işten çıkartma, darp, sansür gibi uygulamalarla halkın haber alma, bilgilenme hakkı demek olan basın özgürlüğü ortadan kaldırılmış oluyor.
- Devlet sırları yasasını ihlal ettikleri gerekçesiyle 2018 yılında Myanmar’da Reuters Ajansı’nın iki muhabiri tutuklandı. Bu muhabirler 2017 yılında 10 Arakanlı Müslümanın devlet eliyle katledildiğini ortaya çıkarmışlardı.
12 Eylül, Acta Diurna, ateşe atılan bilim insanları, basın, basın özgürlüğü, Basına uygulanan sansür, Çin Komünist Partisi, Cumhuriyet dönemi, darağacına çekilen ozanlar, derisi yüzülen şairler, Fransa İmparatoru I. Napolyon, Germen ırkı, Hasan Fehmi, İttihatçılar, kırılan heykeller, kültür devrimi, makaslanan film şeritleri, Mao, medya, milli olmamak, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, müstehcen olmak, Nazi Almanyası, öldürülen müzisyenler, parçalanan resimler, parmakları kırılan, Radyo Televizyon Üst Kurulu RTÜK, şiddet, Takvim-i Vekai, Tercüman-ı Ahval, Türk aile yapısına aykırı olmak, Türk Dil Kurumu, Yakılan kitaplar, yakılan-yıkılan kütüphaneler, yasaklanan şarkılar, Yasaklar Sansür Şiddeti, Yasaklar ve Sansür Şiddeti
Leave A Reply