Mozaik konusunu :
- Tarihin Akışı İçinde Mozaik
- Afrika Mozaikleri Tunus
*El Jem
*Sousse
*Bardo
- Afrika Mozaikleri Libya
- Suriye’de Mozaik
*Bosra
*Shahba
- Türkiye’de Mozaik
*İstanbul
*Hatay
*Adana
- Belkıs Zeugma
başlıkları altında işleyeceğiz.
Yararlanılan Kaynaklar
- Sousse Museum, Alain Rebourg, céres editions, 1995.
- Mosaics of the Bardo Museum, Aicha Ben Abed Ben Khader, céres editions, 1998.
- İstanbul Büyük Saray Mozaiği, Werner Jobst, Behçet Erdal, Christian Gurtner, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 1997.
- Belkıs-Zeugma ve Mozaikleri, Editör Yrd. Doç. Dr. Rifat Ergeç, Sanko, 2011.
- Antioch Mosaics, Editör Fatih Cimok, A Turizm Yayınları, 1999.
- Zeugma dünyanın incisi ama…, Özgen Acar, Cumhuriyet, 7 Ağustos 2004.
- New Finds; no funds, The Economist, June 19th 2004.
- Kariye Müzesi, Ali Kılıçkaya, Müze Eserleri Turistik Yayınları.
- Chora The Scroll of Heaven, Cyril Mango, Ahmet Ertuğ, Ertuğ&Kocabıyık, 2000.
- Aşk Kırgınları, Nedim Gürsel, Doğan Kitap, 2013.
- Venice, ed. Stefano Zuffi, Leonardo Arte, 1999.
TARİHİN AKIŞI İÇİNDE MOZAİK
Mozaik taş, metal, cam, çini ya da deniz kabuğundan, kenar uzunluğu yaklaşık 1 cm olan, harç ya da yapıştırıcı bir malzeme sürülmüş duvar ya da döşeme zemini üstüne bir desen oluşturacak şekilde yapılan yüzey bezemesidir. Mozaiği meydana getiren tek tek taşlara tessera denir. 2-5 mm küçüklüğünde tesseralar da kullanılmıştır.
Bazı mozaik tablolar sanatçının atölyesinde hazırlanıp sonra yerine konmuştur.
Mozaik sanatçısının malzemesi kısıtlıdır. Dolayısıyla renk çeşidi de kısıtlıdır. Resme göre ışık-gölge karşıtlıklarını aktarma açısından da sınırlı kalır.
Bilinen en erken tarihli mozaik MÖ 8. yüzyıldan kalmadır ve çakıl taşlarından yapılmıştır.
Yunanistan’da MÖ 5. yüzyılda siyah, beyaz ve grinin tonlarındaki çakıl taşlarıyla zeminler kaplanıyor ve yol döşemeleri yapılıyordu.
MÖ 4. yüzyılda ise kırmızı ve yeşile boyanmış çakıl taşları kullanılmaya başlandı.
Romalılar konutlarının yer döşemelerinde yaygın olarak mozaik kullandılar. İtalya’da Pompei, Herculaneum, Ostia’da, Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde, Bizans mozaik sanatının en üstün örnekleri Ravenna’da görülebilir.
Roma kültüründe, zenginlerin şehrin yüksek kesimlerinde, gösterişli villalarda oturmaları bir gelenektir. Villalar çağı da denebilecek bu dönem, mozaik sanatına olan rağbetin arttığı dönemdir. Çünkü mozaiksiz bir villa düşünmek mümkün değildir. Sıcak yaz aylarında, villalarda oda tabanını ıslatarak serinlemek en geçerli yoldur. Çare, sert ve çamurlaşmayacak bir yüzeydir.
Mozaikler heykel, resim, halı, kilim, keramik, madeni eserler gibi sanatsal ifade araçlarının ayrı ayrı yansıttığı estetik ve dini duyguların hepsini birden kapsayabilmektedir.
Zaman içinde siparişi veren ev sahibi tarafından tercih edilen figürleri, yaptıran ve ailesiyle özdeşleştirme düşüncesi beliriyor.
Tarihte bilinen en eski cam eşyalar MÖ yaklaşık 15. yüzyılda Mısır’da üretilmiş vazolardır. MÖ 1. yüzyılda ise Suriyeli cam ustaları üfleme yöntemini buldu. Mozaikte cam Helenistik Dönemde (MÖ 323-MÖ 146/30) kullanılmaya başladı ve bütün Bizans Dönemi boyunca bu tekniğin en önemli malzemesi oldu. Ama kullanılan camın ışığı yansıtma özelliği nedeniyle resimde elde edilemeyen bir parlaklığa erişti..
Cam her renkte yapılabildiği için mozaikte renk kısıtı bitti.
Erken Hıristiyanlık Döneminde (4.-7. yüzyıllar arası) camın üstüne metal varak kaplanarak altın ve gümüş tessera yapımı ile ışığın çok daha yoğun yansıması başladı. Altın, Bizans mozaiklerinin en tipik özelliklerinden biri oldu.
İslam sanatında mozaik pek kullanılmamıştır. Ancak, Arapların Bizans ile ilişkileri, Şam’daki Emeviye Camisi, Kudüs’teki Kubbetü’s Sahra gibi önemli yapılarda Bizanslı sanatçıların çalıştırılmasıyla mozaik duvar bezemelerinin yaptırılmasını getirmiştir.
Bizans mozaik sanatının etkisi Ortaçağ’da Avrupa’ya yayıldı.
Rönesans’taki gerçekçilik arayışı ile mozaik giderek yaygınlığını yitirdi.
16. yüzyılın sonlarıyla 17. yüzyılda commesso denen Floransa Mozaiği akik, kuvars, granit, lapis lazuli gibi yarı değerli taşlarla resim yapma tekniğidir. Kullanılacak taşlar o kadar düzgün biçimde kesilir ki, birleşme yerleri neredeyse hiç fark edilmez, birleşme yerlerinin arasından ışık geçmez. Bu üslup ile küçük duvar panoları, masa tablaları yapıldı. Bazı ürünler, yağlıboya resimlerle karşılaştırılabilecek düzeydedir. Floransa tekniğiyle yapılmış bilinen en eski mozaik 14. yüzyıl sonlarında gerçekleştirilmiştir. Bu tekniğin gelişip yaygınlaşması 16. yüzyılda, Medici dükleri dönemine rastlar. 1588’de Floransa’da Sert Taş İşleme Atölyesi kuruldu. Atölye 17. yüzyıl boyunca genellikle, Medici ailesi için çalıştı. 18. yüzyılın başlarında bu teknikle resim yapan sanatçılar bütün Avrupa’da aranır olmuştu. Floransalı ustalar Avrupa saraylarında çalışmaya başladılar. Floransa’daki atölye 20. yüzyılda devlet desteğinde bir kurum olarak çalışmalarını 1920’ye kadar sürdürdü.
19. yüzyılda, Avrupa’da mozaik sanatı yeniden canlandı, seri üretimle elde edilen mozaik malzeme ile binalar bezendi. Art Nouveau akımı sırasında mozaik cam işi yeniden gözde oldu. Bu konuya blogumuzda Gaudi’ye yer verdiğimizde değineceğiz.
20. yüzyılda mozaik modern yapıların kaplanmasında kullanılmaya devam etti.
20. yüzyılda Türkiye’de bu alanda ilk akla gelen sanatçı Bedri Rahmi Eyüboğlu 1950’li yıllarda Bizans mozaikleri ile ilgilenmeye başlamış, daha sonra duvar resimleri ve mozaik panolar yapmıştır.
Taban döşemesi olarak yapılan mozaik panolar günümüzde sergileme kaygısıyla müze duvarlarına da konmaktadır.
Leave A Reply