MÖ 1650-1200

Hz. İbrahim, Hititli Ephron’dan Arsa Alırken, gravür, William Hogarth, yak. 1725.
Fotoğraf: https://commons.wikimedia.org/
- Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nın son safhalarında, Anitta, şehir beylikleri halinde yaşayanların birleşmesinde ilk adımı atmış, Anadolu’nun merkezi sistemle idare edilen ilk devletini kurmuştur. Eski Asurlu kolonistler Anadolu’yu terk ettikten sonra, Hattuşili devletin başkentini Neşa / Kaniş’ten Hattuşa / Boğazköy’e taşımıştır. Hitit Krallığı MÖ 2. binin ikinci yarısında I. Şuppiluliuma döneminde bir imparatorluk haline gelmiştir. Mısır, Babil ve Hitit İmparatorluğu o dönemin üç büyük gücüdür.
- Ticareti yapılan malların birçoğu yasalarca belirlenmişti. Hitit yasalarında bazı malların fiyatları da yazılıydı. Yasalar yaşamın gereklerine uygun olarak değiştirildiğinde fiyatlar da değişiyordu. Bu yüzden karaborsa fiyatının doğmuş olabileceği düşünülüyor.

Hitit başkenti Boğazköy’de bulunmuş pişmiş toprak mühür baskılar, bulla’lar.
Mühürler onaylama, güvenlik garantisi ve mülkiyet göstergesi olmak üzere üç ana işleve sahipti.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi.
- Hititler ticarette çok ileri değildi. Hitit devlet arşivleri tüccarlardan çok az bahseder. Tüccarlar devletin koruması altındadır ve bir tüccarı öldürmek olağanüstü büyük bir suç sayılmaktadır.
- Bozuk tartı kullanan tüccarın tanrının öfkesini çekeceği düşünülürdü.
- Bir kısım tüccarın kral veya tapınak için çalıştığı, krala vergi ya da hediye olarak yollanan malları kontrol edip yerine ulaştırdıkları biliniyor.
- Daha çok yabancı tüccarlar Hitit kentlerinde iş yapıyordu. Hititler ihracat değil, ithalat ağırlıklı bir ülkeydi. Kapadokya’dan elde ettikleri bol gümüş ile ticaret açığını kapattıkları düşünülmektedir. Gümüş bolluğu, Hitit parasını da değerli kılmıştı. Ödeme aracı olarak gümüşten başka altın, tunç ve tahılın da kullanıldığı bilinmektedir. Metaller halka, çubuk ve külçe biçiminde olurdu.

9 numaralı parça, Hititler’in Alacahöyük kentinde bulunmuş altın, hiyeroglifli bir mühür yüzüktür.
10 numaralı buluntu ise yine Alacahöyük’te ele geçmiş taş bir mühürdür.
Hitit mühürleri çivi yazısı ve hiyeroglif yazı sistemleri ile yazılmıştır. Memur ve halk mühürlerinde sadece hiyeroglif yazısı bulunurken, kral mühürlerinde hiyeroglif yazısının yer aldığı, orta alanı çerçeveleyen dış kenarda çivi yazılı bir sıra bulunur. Hitit kral ve kraliçe mühürlerinde, hayat ve sağlık sembolleri ile bazı unvanların dışında çivi yazısı kullanılırken, zamanla gelişen hiyeroglif sistemi de buna eklenmiş ve hiyeroglif çivi yazısı ile birlikte kullanılmıştır. Bu uygulama sadece Hitit Büyük Kralı’na, Büyük Kraliçesi’ne ve nadiren de bazı prenslere özgü bir ayrıcalık olarak kalmıştır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Leave A Reply