- Yalana karşı üç temel yaklaşımdan bahsedilebilir:
*Yalan söylemek yanlıştır, nokta (Augustinus, Wesley, Kant).
*Duruma göre değişir (Montaigne, Voltaire, Bacon).
*İyi bir yalan için söylenecek çok neden vardır (Machiavelli, Nietzsche, Wilde). - Platon, ideal devletin bekçilerinin, kitleler yerini bilsin ve toplumsal uyumu bozmasın diye soylu yalanlar söylemeleri gerektiğini düşünüyordu.
- Cicero gerçeği söylemenin, yalnızca üst sınıfların kendi arasında gerekli olduğunu vurguluyordu. Bir serfe ya da köleye yalan söylemek yalancılık sayılmazdı.
- Budizm yalan söylemekten kaçınmayı öğütlese de, Budistler büyük yalanlarla küçük yalanları ve diğerlerinin iyiliği için söylenen yalanları birbirinden ayırırlar. Aydınlanmış taklidi yapmak büyük yalan kapsamına girer. Uydurmak, küçük yalan kategorisindedir. Bir doktorun ölmekte olan hastasından durumu gizlemesi ise üçüncü türe ait bir yalandır ve sorun olarak görülmez.
- Hindu etiği de yalan söylemeyi ve yalan yere yemin etmeyi yasaklar. Ancak Hindu kutsal metinlerinden Manu Kanunnamesi “ kişinin arzuladığı kadın, evlilik, ineklerin yemi, yakacak ve bir rahibe yardım etmek için yalan söylemesi suç değildir” der.

Fotoğraf: Uludağ Sözlük
- Pek çok teolojide yalan söylememe tembihlerini yalan söylemenin hoş görüldüğü durumlar izler.
- Dinlerin çoğu için inananlara söylenen yalanlar inançsızlara söylenen yalanlardan çok daha kötüdür.
- Talmud’a göre barışı korumak için yalan söylenebilirdi. Yahudiliğin sivil ve dini yasalarına göre, evlilik ilişkileri hakkında ve kibirli görünmemek için yalan söylenebilirdi. Eski Ahit, yalan söylememe nasihatlerini aldatma hikayeleriyle birleştirir. Eski Ahit’in aldatmacaya karşı tavrını, “yalanların dünyanın ayrılmaz bir parçası, zaman zaman gerekli ve övgüye değer ve her zaman anlaşılabilir” olduğunu vurgulayan pragmatik bir kabulleniş olarak tanımlayan araştırmacılar vardır.
- Yeni Ahit’in yalanı yasaklayan buyrukları Eski Ahit’tekinden daha çok ve daha açıktır. Şeytan, yalanın babasıdır, yalancı ise şeytanın mürididir. Her zaman doğruyu söylemek gerektiğinden yemin etmeye gerek olmaz. Yalan, günah ve vicdan kavramlarını da düşündürtür. Aziz Augustinus, “yalan söylemek insan kalben gerçeğe sadık olduğu sürece günah değildir,” diyen çağdaşlarına karşı çıkmış, yabancıları kandırmayı da kabul edilemez bulmuştur. Yalan, ilke olarak yanlıştır.
- Hz. Muhammed takipçilerine her zaman dürüst olmalarını söylemişti; ancak hayatlarını kurtarmaları, yerel huzuru korumaları ya da çıktıkları bir yolculukta güvenliklerini sağlamak için gidecekleri yeri gizlemeleri gereken durumlar istisna olabilirdi. Şiiler, takiye doktrinine baş vurabilirler. Kişi düşmanlarından kaçmak için, inancını diliyle inkar etmek zorunda kalsa bile önemli değildir, çünkü Allah kulunun kalbinde neye inandığını bilir.
- Takiye ile Reformasyon döneminde Protestanların zulmüne uğrayan Katoliklerin ortaya attığı zihinsel çekince kavramı birbirine yakındır. Kimliğini gizlemek isteyen rahip, rahip olduğunu inkar edebilir. Protestanlar zihinsel çekinceyi Katolik çıkarcılığının bir başka örneği olarak gördüler. Zihinsel gizlemeyi önlemek için ABD vatandaşlığına geçenlerin yeminine “hiçbir şey gizlemediğime yemin ederim” diye bir ibare de kondu.
- ABD’ye görevli olarak giden Anglikan John Wesley, orada Metodizm’in kurucularından olmuştu. Wesley, yalan söylemeyi iğrenç bir şey olarak görüyor ve bunu ayinlerde vaz ediyordu.
- Alman filozof Immanuel Kant (1724-1804), sağlıklı bir toplumun üyelerinin hangi doğruları söyleyeceklerini seçemeyeceğini düşünüyordu. Onun görüşüne göre dürüstlük kavramı mutlaktı.

Fotoğraf: Donanım Günlüğü
- Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.
Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Yalancıyı kaçtığı yere kadar kovalamalı.
Yalanın kemiği yok ki boğazına bata, gibi atasözlerimiz vardır. Peki ülkede durum nedir?
- Hoş görülen istisnalar zamanla her türlü gerçeğin etrafından dolanma faaliyetini gerekçelendirmenin yolu olmuştur. Oysa doğruyu söylemek kişisel itibar için olduğu kadar, toplum sağlığının da temelini oluşturur, denir.
Yararlanılan Kaynaklar
Hakikat Sonrası Çağ, Ralph Keyes, Delidolu, 2017.
Atasözleri Sözlüğü, Ömer Asım Aksoy, İnkilap Kitabevi, 1995.
Anglikan John Wesley, Atasözleri Sözlüğü, Aziz Augustinus, Delidolu, dürüstlük kavramı, Eski Ahit, Hakikat Sonrası Çağ, Hz. Muhammed, Immanuel Kant, İnkilap Kitabevi, Metodizm, Ömer Asım Aksoy, Ralph Keyes, takiye, Talmud, Yahudi, yalan, yalan söylemek, Yeni Ahit, zihinsel çekince, zihinsel çekince kavramı
Leave A Reply