Baklagiller ailesinden Indigofera tinctoria adlı bitki, mavi-lacivert bir boya türünün kaynağı idi.
İndigo üreten bitkilerin taze yaprakları mavi değildir. Ama alkali ortamlarda mayalanıp ardından oksitlenince mavi renk ortaya çıkar.
19. yüzyılın sonunda bir Alman kimya şirketi (BASF), indigonun sentetik bir türünü piyasaya çıkarttı. Sentetik boyanın piyasaya çıkışı, geçimleri doğal indigo bitkilerini yetiştirip özünü çıkarmaya dayanan binlerce kişinin yaşam biçiminin değişmesi demekti.
Amerikan İhtilali sırasında Fransızlar tarafından Amerikalılara verilen mavi ceketler indigo ile boyanmıştı.
Sentetik indigo da doğalı gibi kolayca renk atmasıyla bilinse de, bu özellik blucinlerde beğeniliyor. Milyonlarca blucin, önceden soldurulmuş indigo denim kumaşından yapılıyor.
Fotoğraf: CTG COLLECTIVE in Kano State, Nigeria
Nijerya’nın kuzeyinde yer alan Kano, günümüzde hala indigo yetiştiren ve indigo ile boyama yapan dünyadaki iki yerden biridir. Şehrin merkezindeki boyama çukurları 1498 yılından bu yana kullanılırken, bu işi yapan aile de yüzyıllardan beri bu işi sürdürmektedir. Zaten Haruna markası, boyaları ve desenleri ile tüm dünyada tanınmaktadır.
İndigo boyasının içinde kül, potasyum ve kurutulmuş indigo dalları vardır.
İndigo ile boyama işlemi yüzyıllardır değişmemiştir: Su ve kül, boyaya cila yapmak, potasyum boyayı sabitlemek için kullanılır. Su, kül ve potasyuma kurutulmuş indigo dalları ilave edildikten sonra bu karışım altı metre derinliğindeki çukurlarda dört hafta oksitlenmeye bırakılır. Bir yıl boyunca, boya bitene kadar, bu çukurlarda pek çok kumaş boyanır. Çukurda kalan boya, çok çeşitli hastalıkları iyileştirdiği düşünülen geleneksel bir ilaçtır.
Yararlanılan Kaynaklar
Napolyon’un Düğmeleri, Penny Le Couteur ve Jay Burreson, Metis Bilim, 2012.
Catinca Tabacaru Gallery Collective, in Kano State, Nigeria.