Kırgızistan ve Özbekistan’da bulunan veriler, 7.-8. yüzyıllarda insan biçimli kaplarda oldukça gelişmiş bir plastik sanatın varlığına işaret eder.
8. yüzyılın sonu ve 9. yüzyılın başında yerel hükümdarlar için Abbasi sarayı tek geçerli model idi.
9. yüzyılda gelişmeye başlayan seramik sanatı, 9.-12. yüzyıllarda yaygın olarak halkın yaşamına girmiştir. Seramikçiler kendi mahallelerinde bir arada yaşıyorlardı. Moğol istilasından önce seramik, yüksek nitelikli bir sanat olmuştur. Semerkand, Hiva, Şaş, Merv, Nisa, Harezm şehirlerinde seramik üreten merkezler vardı. Orta Asya’da seramik önceleri yerli silikat hamuru ile Çin porselenini taklit etmeye çalışmıştır. Daha sonra taklit etmekten vazgeçmiş, kendine özgü bir üslup geliştirmiştir.
Efrasiyab (Semerkand) kazıları sınai boyutlara varan cam üretimini ortaya çıkarmıştır; 9. yüzyıldan itibaren konutların pencerelerini süslemek için daire biçiminde renkli camlar kullanılmıştır.
10.-11. yüzyıllarda Maveraünnehir, Horasan ve Yakındoğu’da Türkleşme süreci hız kazandı. Çok sayıda Türk etnik grubu Yakındoğu’ya göç etmeye başladı. Maveraünnehir ’de Karahanlılar, İran ve Anadolu’da Selçuklular hanedanlar kurdular.
10. yüzyılın sonunda Afganistan topraklarında, Doğu İran ve Kuzey Hindistan’da Gazne Sultanlığı hakimdi.
10.-12. yüzyılların sanat anlayışı ve üslubu tümüyle İslamiyet faktörüne bağlıdır. İslam’la birlikte bazı eski gelenekler sönmeye yüz tuttu. Önceki yüzyılların anıtsal resimleri, İslamiyet öncesi büyük bir canlılık göstermişken, 8. yüzyıldan başlayarak yavaş yavaş neredeyse ortadan kalktı. İslam ile bezeme ve süsleme sanatları gelişmiş, nakkaş üst düzeyde bir sanatçı olmuştur. Bitkisel ve geometrik bezeme sistemleri ve kufi ağırlıklı hat sanatı gelişmiştir.
12. yüzyılda Orta Asya sanatçıları, seramikte kalıp ve pres kabartma tekniğini bilip uygulamaktaydı. Yapılarda çini kaplama yaygınlaştı. Semerkand seramiğinde kaligrafik bitkisel motifler önemli bir yer tutar. Gelişen matematiğe paralel olarak, geometrik bezemenin mimaride kullanılışı da yoğunlaşmıştır. Resimlerde hayvan motifleri çoğalmıştır. Özellikle kuş motifleri çok kullanılır. Semerkand seramiğinde insana ilişkin bir şey bulunmaz. Moğol dönemi öncesi, genelde belirli bir stilizasyon ifadesi olsa da, natüralizm de reddedilmiş değildir. Epigrafi bezemeye katılır. Sade ve parlak yazılarla süslenmiş kap kacak da yapılır. Yazıların okunmaz hale gelip sadece süs niteliğine dönüşmesi de 12. yüzyılda başlar.
Göçer sanat ve zanaat gelenekleri halı ve kilim işlerinde devam eder. Geometrik tasarımların yanı sıra çiçek motifleri de kullanılır.
Moğol öncesi dönemde Orta Asya, ünlü kumaşlarını Batı İslam ülkelerine ve Bizans’a ihraç etmiştir. Semerkand, Merv, Buhara gibi merkezlerde yün, pamuk, ipek kumaşlar, karma tekniğe dayalı simli kumaş ve gümüşi kumaş türleri de üretilmiştir. Merv ve Buhara’daki özel dokuma atölyelerinde Bağdat halifelerine gönderilen kumaşlar dokunuyordu. Dokuma sanatında motif olarak Çin ipeklilerindeki ejderler ve bulutlar da kullanılıyordu. Timur, Şam seferinden dönerken dokuma uzman ve işçilerini yanında getirmiş ve Semerkand’ı terk etmelerini yasaklamıştı. Semerkand’ın bir özelliği olan koyu kırmızı kadife Çin’de iyi satılıyordu.
10.-11. yüzyıllarda Maveraünnehir ’den batıya hazır elbiseler, çadır malzemeleri ve boyalar da ihraç edilmiştir. Dokumanın hammaddesi koyun ve deve yünüydü.
Bitki özünden mavi bir boya olan indigo ile rengarenk boyanmış, çok yumuşak, kadın ayakkabısı yapımında kullanılan bir cins keçi derisi olan sahtiyan/maroken ihraç ürünleriydi. Semerkand marokeni ünlüydü.
Bu dönemin halı bezemesinde göçerlerin aşiret simgeleri ile Sogd sanatına özgü olan çift hayvan kompozisyonları çok kullanılmıştır.