Kybele heykelciği, mermer, Roma Dönemi (MS 2.-3. yüzyıl), Patara. Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Likya Uygarlıkları Müzesi, Antalya, Eylül 2019.
Ksantos / Xanthos Vadisi’nin denize açılan ucunda yer alan Patara işlek bir liman kentiydi. Patara, tüm Likya’nın ana limanı olmuştur.
Tarih boyunca çok önemli bir deniz üssü olan Patara Limanı, hububat deposu (Granarium) ve sevki açısından önem taşımıştır. Antik Dönem’de Doğu Akdeniz’de bulunan üç hububat deposundan biri Patara’da idi. Ama zaman içinde Xantos, Eşen Çayı’nın getirdiği alüvyonlarla dolmuştur. 400 m genişliğinde ve 1600 m derinliğindeki Patara limanının kumla dolmaya başlaması ve teknelerin yanaşmakta güçlük çekmeleri, Patara’nın giderek önemini yitirmesine neden olmuştur. Rüzgarın savurduğu kumlar zamanla limanı doldurur ve kenti büyük ölçüde örter. Arkeolojik kazılarla kent, üzerini örten kumlardan kurtarılmaya çalışılmaktadır.
Kentin en muhteşem ve önemli kısmı, denize yakın olan yeridir. İyon düzenli mermer sütunların sıralandığı ana caddesi, Likya Birliği meclis binası, tiyatro, tiyatronun arkasında Athena Tapınağı, kare bir kaide üzerinde yuvarlak ve büyük bir deniz feneri, fenerin kaidesinin üzerinde Nero’ya hitaben yazılmış bir yazıt bulunmaktadır. Limanın batısında devasa bir ambar (granarium) ve yakınında kare biçimde, sade anıtsal bir mezar vardır.
Torso (Herakles – Lenbach), Mermer, Roma Dönemi’ne ait, MS 2.-3.yüzyıla tarihlenen heykel Patara’da bulunmuştur. Patara’da bir zamanlar, Likya kentlerinden ve Pamfilya’dan bağışlanmış heykellerin olduğu izlerden anlaşılmaktadır. Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Likya Uygarlıkları Müzesi, 2019.
Patara Plajı’nın en batı ucunu koruyan askeri üs Pydnai, kulelerden gözetlenerek korunuyordu. Kulelerin üzerinde yükseldiği antik duvar, çok köşeli (poligonal) taşlarla işlenmişti. Bu erken dönem işçiliği, her taşın dış yüzeyi düzleştirilerek pürüzsüz hale getirilmiş, yer yer askerlerin tırmanabilmesi için çıkıntılı basamaklar bırakılmıştı.
MÖ 2. yüzyıla tarihlenen tiyatrosu 10 bin kişiliktir.
Patara’ya özgü oygu gömütler bulunmuştur. Kentte kaya mezarı yapmaya uygun kayalık olmaması Pataralıları bu tür mezar yapımına yöneltmiştir. Anadolu’da MÖ 1.bin başlarından beri bilinen bu mezar türü, Likya’da ilk kez Patara’da ortaya çıkarılmıştır. Tek odadan oluşan gömütün gürüşü büyük bir blokla örtülüp üstü moloz taşlarla kapatılmıştır. 4-8 ceset konulan aile mezarlarının ölü armağanları da içerdiği görülmüştür. En ilginç buluntulardan biri, içinde siyah mürekkep bulunan bronz yazı hokkasıdır. Gömütler, Geç Helenistik – Erken Roma Dönemi’ne tarihlenir.