- Dr. Yılmaz Esmer’in yürüttüğü Dünya Değerler Araştırmasına göre Türkiye, kişiler arası güvenin en zayıf olduğu ülkelerden biri. Halkın sadece %12’si başkalarına güveniyor. Bu oran İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkelerde %70’in üzerinde.
- 2016 yılında Marshall Fonu tarafından yapılan araştırmada karşı görüşten biriyle ortak iş yapmak, kız vermek, komşu olmak, çocuklarının arkadaş olmasını istemeyen yetişkinlerin %74-83 oranında olduğu saptanmış. Bilgi Üniversitesi – TÜBİTAK araştırmasında Türk gençlerinin de Ötekilere karşıtlığının yüksek olduğu (%84-90) tespit edilmiş.
- Türkiye’de entelektüel birikimin küçümsenmesi, bunun alenen sık sık dile getiriliyor olması, bir kutuplaşma kaynağı oluşturuyor. Bir toplum için en korkulacak hallerden biri ise kutuplaşmalardır. Bunun yarattığı şiddet günlük hayatın içindedir.
- Türkiye, uluslararası platformlarda defalarca çocuklara her türlü bedensel cezayı yasaklama taahhüdünde bulundu. “Terbiye hakkından doğan disiplin yetkisi” ibaresi 2002 yılında Türk Medeni Kanunu’ndan kaldırıldı ama Türk Ceza Kanunu’nda durmaya devam etti. Çocuğa fiziksel cezalandırmayı yasaklamayan Türkiye, Avrupa Sosyal Şartına aykırı davranmış oluyor.
- 72 ülke ve 540 bin öğrenci ile yapılan PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 2015 raporunda açıklandığı üzere Türk öğrenciler dünyadaki akranları arasında en mutsuz ve kaygılı olanlardan. Ülkemizde ayda en az birkaç kez zorbalığa maruz kaldığını söyleyen öğrenci oranı %19.
- Psikolog Doğan Cüceloğlu’na (1938-) göre Türkiye, korku kültürü içinde yaşayan; ama bir korku kültürü içinde yaşadığının farkında olmayan bir toplumdur.
- Sevgili hocam Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’na (1940-2017) göre ülkemiz mecliste yaşanan kavgalar, şiddet yüklü politik ortam, kadın cinayetleri, çocuk hapishanelerindeki vahşet ile giderek artan bir şiddet kültürünün içindedir. Çocuğun zihinsel süreçlerinin ve özerkliğinin gelişmesinde kilit nokta eğitimdir. Yaygın ana-baba eğitimi ve örgün okul eğitimi gereklidir. Yaygın eğitim, toplumun bütün kuruluşları tarafından, devlet, yerel yönetimler, asker, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve medya tarafından sağlanabilir. Ülkemizde ahlak ve değerler eğitimi örgün eğitimde tamamen dine bağlanmış durumdadır ve din eğitimi de yasaklar ve cezalarla verilmektedir.
- Uluslararası Çocuk Merkezi Adolesan, Genç ve Kadın Sağlığı ve Hakları Program Direktörü Ayşegül Esin, Türkiye’de gençlerin büyük çoğunluğunun şiddeti arkadaş, okul ortamında yaşadığına dikkat çekerek, toplumda yaş ile birlikte şiddete eğilim veya toleransın geliştiğini ifade etti. Gençlerin şiddeti, 10-24 yaşları arasındaki gençlerin başkalarını tehdit etmek veya zarar vermek için kasıtlı olarak fiziksel güç veya güç kullandıklarında ortaya çıkan şiddete verilen ad. Gençlerde kabul görmeme, kırılma, gücenme, anlaşılmama, reddedilme, engellenme, korku, kaygı, hayal kırıklığı, yalnızlık gibi acı veren olay ve duyguların şiddete dönüşebildiği saptanmış.
Avrupa Sosyal Şartına, Ayşegül Esin, Aysel Alver, Bilgi Üniversitesi - TÜBİTAK, Danimarka, Doğan Cüceloğlu, Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Dr. Yılmaz Esmer, Dünya Değerler Araştırması, Eğitim, entelektüel birikimin küçümsenmesi, Fusun Kavrakoğlu, Genç ve Kadın Sağlığı ve Hakları Program Direktörü Ayşegül Esin, Gençlerin şiddeti, İsveç, Kabus, korku kültürü, Marshall Fonu, Norveç, Pera Müzesi, PISA, şiddet, şiddet kültürü, Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Türkiye'de Şiddet, Uluslararası Çocuk Merkezi Adolesan, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı
Leave A Reply