
Nöbetçi Odası adlı salonda, şöminenin üzerinde bize yabancı olmayan Europa’nın Kaçırılışı mozaiği.
Fotoğraflar: Füsun Kavrakoğlu, Kasım 2024.
Avrupa’nın en büyük kraliyet ahırları Chantilly’de. Bu mimari şaheser, Louis-Henri de Bourbon tarafından, 1719-1735 yıllarında mimar Jean Aubert’e yaptırılmış. Söylentiye göre Dük, öldükten sonra at olarak yeniden doğacağına inanıyormuş. 240 at ve 500 köpeğin yaşayacağı yer, iki devasa koridor şeklinde düzenlenmiş. Dük, buranın tamamlanmasını göremeden ölmüş. Burayı süsleyen heykellerin orijinalleri, Devrim’de eritilmiş. Chantilly’e gelen önemli misafirler burayı gezmişler, Büyük Ahırlar diye anılan yapıda çeşitli kutlamalar da yapılmış. Bölge, at yarışları ile ünlenmiş ve kasabada bir yarış ekonomisi oluşmuş.
19. yüzyılda Chantilly, aristokrasinin ve sanatçıların eğlence ve dinlence merkezi olmuş. At yarışı alanı ve ahırların yapımı, özellikle at yarışı meraklılarını kasabaya çekmiş. Zengin aileler şatonun çevresine gösterişli evler yapmışlar.
Atların sarayına, 1982 yılında Atların Yaşayan Müzesi eklenmiş. Farklı cins atlar sergileniyor ve manejde atların gerek günlük çalışmalarını gerekse konkurhipik gösteri ve eğitimlerinin yapılışını izlemek mümkün. Yılda birkaç kez at gösterileri de yapılıyor.
1725 yılında Louis-Henri de Bourbon şatonun bodrumunda porselen yapımını başlatıyor. Bu, kaolin içermeyen yumuşak bir porselen türü ve Uzakdoğu desenleri, özellikle de Çinlilerin Kakiemon denen, balıkçıl kuşu motifleri kullanılan stil ile dekore ediliyor. 1760’larda beyaz üzerine mavi dekorlu porselen üretimine yoğunlaşılıyor. Burada yapılan üretimin alameti farikası ürünlerin altına konan av boynuzu oluyor. Chantilly’nin, Condé Ailesi’nin av köşkleri arasındaki yerinin önemini vurgulamak için bu logo seçilmiş. Bu atölyenin üretimi uzun zaman devam etmiyor. Ama 18. yüzyılın ikinci yarısında kasabada dantel üreten tekstil atölyelerine ilaveten porselen imalathaneleri de faaliyete geçiyor.
1756-58 yılları arasında kapalı tenis kortu ve 1774 yılında, dışı gösterişsiz ama içi çok lüks döşenmiş Hamlet adı verilen bir dizi küçük bina mülke ekleniyor. Condé Ailesi üyeleri burada bazen kafa dinlemiş, bazen misafir ağırlamışlar. Dönemin zevkine uyularak Hamlet’in çevresine İngiliz ve Çin bahçelerinden esinlenerek doğal bahçeler yapılmış. Bu uygulama, Kraliçe Marie-Antoinette’in Versailles Sarayı’daki Hamlet’ine model olmuş.
Hanedanın akrabası olan Bourbon-Condé Ailesi’nin mülkü olan Chantilly, Devrim’den epey zararlı çıkmış. Şatonun koleksiyonuna el konarak daha sonra Louvre olacak müzeye taşınmış, şato hapishane olarak kullanılmış. 1799’dan başlayarak limonluk, tiyatro, hayvanat bahçesi olarak kullanılan bölüm yıkılmış; Büyük Şato’nun üst katları kullanılamaz hale gelmiş.
Yararlanılan Kaynak
The Chateau of Chantilly, Ed. Christian Ryo, Nicole Garnier, Editions Ouest-France Edilarge S.A., Rennes, 2005.
Leave A Reply