Az ve yavaş yerler.
Yemeğe başlamadan önce, yenecek olan bitki ya da hayvana, minnet ve teşekkürlerini ifade ederler.
Yemek, yer sofrasında, minderlere oturularak yenir. Ayakla dokunmak çok ayıp olduğu için lokantalarda çok dikkatli olmak gerekir.
Yemek, haşi (hashi) denen yemek çubukları ile yenir. Ortaya gelen yemeklerden herkes kendi tabağına haşi ile alır. Bu esnada, haşinin ağza giren kısmı değil, diğer tarafı kullanılır. Sofrada haşiyi pirince saplamak doğru değildir. Sadece cenaze törenlerinde buhurdanlığın önüne konulan pirincin içine haşi saplanarak konur. Haşi ile karıştırmak, aldıktan sonra vazgeçip geri koymak kabalık sayılır.
Japonlar için gözleriyle yemek yerler denir. Masanın güzelliği onlar için çok önemlidir. HA Sofrada kapların ölçüsü ihtiyaca göre düzenlenir. Sofrada tabakların aynı takımdan olması değil göz zevkini okşaması önemsenir. Sofranın renginin mevsimi yansıtması da sevilen bir uygulamadır. Salamura sebzeler (tsukemono) her porsiyonda beslenme açısından denge ve lezzet sağladığı gibi rengi ile estetik anlamda da yemeğe değer katar.
Hiç kimse kendi bardağını kendi doldurmaz. Kendi doldurmak, yanındakilerin ilgisizliklerini yüzüne vurmak olarak algılanır.
İtadakimasu, yemeğe başlanırken kullanılan bir deyimdir. “Bana sunduğunuzu almaktan gurur duyarım,” anlamına gelir (1).
Suşi, kesilmez, ısırılmaz, tek lokmalıktır.
Yastıkname’de okuduğumuza göre, o dönem (10. yüzyıl olduğu tahmin ediliyor) Sarayda verilen büyük şölenlerden sonra halkın artıkları almasına izin verilirmiş (2).
Çorba ve sebzenin pirinçle birlikte yendiği, yemekleri ayrı ayrı yemenin ve hızlı bitirmenin pek kibar bulunmadığını öğreniyoruz (3).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Can Kırığı, Akira Mizubayashi, YKY, 2021. Sayfa 27.
(2) Yastıkname, Sei Şonagon, Metis Yayınları, 2006. Sayfa 324.
(3) A.g.e., sayfa 341.
Leave A Reply