
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Botsvana, 2024.
Maske, en genel anlamıyla farklı amaçlar için yapılan ve kullanılan bir yüzdür; yüzün tamamını veya bir kısmını kapar.
Maske insanı saklar, süsler, değiştirir.
Her kültürde maskelerin kullanım şekilleri ve biçimleri farklıdır. Hiçbir maske tek başına anlam taşımaz. Onu taşıyan kişi için anlamlıdır ve taşıyıcı, bir süreliğine kendi kimliğinden sıyrılır ve maskenin ona kazandırdığı yeni kimliğe bürünür.
İlkel toplumlarda maskeler, dünyayı var eden ve yöneten güçlerle iletişim kurma, onlara şükranlarını sunma veya kızgınlıklarını giderme amacıyla kullanılıyor; deri, ahşap, metal, kil, kumaş, saz, hayvan dişleri, kuş tüyleri gibi çok çeşitli doğal malzemelerden yapılıyor. Maskeyi takan kişinin maskenin simgelediği şeye dönüştüğüne inanılır. Örneğin aslan maskesi takan kişinin aslan gibi güçlü olduğu; ağaçtan yapılan maskenin içinde, hala o ağacın ruhunun yaşadığı düşünülür.
İlkel toplumlarda maskenin işlevlerinden biri hastaları iyileştirmektir. Hastalık yapan kötü ruhlar kişiyi tanımayarak uzaklaşır ve hastalık iyileşir.
Eskimo kültüründe maske, yüce ruhlardan yardım istemek amacıyla şamanın ruhlar dünyasına yaptığı gezide kullanılır.
Maskelerden kimi zaman gerçekleri gizlemede yararlanıldı. Maske takan kişinin soylu mu köle mi olduğu bilinemediği için Venedik’te yüzün gizlenmesi, günlük yaşamda önemli bir yer edinmiş; 16. ve 17. yüzyıllarda kumar oynarken de maske takılmış. Zaman içinde maske, her türlü kötülük ile özdeşleştirilince bu alışkanlıktan vazgeçmişler.
Antik Yunan tiyatrosunda tragedya ve komedyada kullanılan birçok maske çeşidi vardı. Japon Noh tiyatrosunda maske yapım sanatının ustalıklı örnekleri sergilenir.
Bir de ölü maskeleri var: Her insanın bir ka’sı olduğuna ve ka’nın ölümden bir yıl sonra geri döndüğüne olan inanç paralelinde ka’nın başka bir bedene girmesini önlemek için yapılan ölü maskeleri vardı. MS 1.–3. yüzyıllar arasına tarihlenen Fayyum Portreleri, Mısır’daki yerli gömme törenlerinde kullanılan ve eski geleneklerin bir uzantısı olan üç boyutlu mezar masklarının yerini almıştı. Fayyum portreleri, çoğunlukla ıhlamur ağacından ahşap panolar ya da keten kefenler üzerine gerçekleştirilip, mumyaların yüz kısmını örtecek şekilde lahitlerin üzerine yerleştirilmekte idi.
Mayalar da soylu kişileri yeşim taşından yapılan bir maske ile gömüyorlardı. Değerli mücevherlerle de süslenen bu maskeler, yüzlerinin hep genç kalmasını, ölümsüz olmalarını amaçlıyordu.
Kimliği gizlemeye yarayan maske, otoriteyi sorgulayabilir, otoriteye karşı gelebilir.
Yararlanılan Kaynak
Öteki Yüzle Bakmak, Dr. Oya Berk.


Leave A Reply