
Ağırşak (spindle whorl), yün ve iplik eğirmeye yarayan ortası delik, pişmiş toprak, ahşap, maden, cam veya kemikten yapılmış ağırlıktır. Ağırşak, bikonik veya diskoid formlu ve ortadan tek deliklidir. İğ, genel olarak ipin sarıldığı bir çubuk ve ağırşaktan oluşur. İğin alt ya da üst ucuna takılan ağırşak, yün eğirme sırasında iğin dengede durmasını sağlar.
Dokuma sırasında çözgü ipliklerini gergin tutmak için kullanılan tezgah ağırlıkları (loom weights) elde kilden yapılarak şekillendirilir, aynı ağırlığa getirilmek için piştikten sonra kesilerek kullanılırdı. Bunlar, dokuma işlevinin dışında mezar hediyesi ve balık ağları ağırlığı olarak da kullanılmışlardır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Antalya Müzesi, 2024.

Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Antalya Müzesi, 2024.

Pişmiş toprak damga mühür Erken Tunç Çağı’na ait bir Ahlatlıbel buluntusu ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi, 2024.

Etiyokuşu buluntusu pişmiş topraktan yapılma bir damga mühür, Erken Tunç Çağı’na ait ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi, 2024.
Mühür (seal), üzerinde resim, sembol isim, figür bulunan baskı yöntemi ya da boya ile desen basmada kullanılan, kimi zaman imza yerine geçen damgadır. Ticari anlaşmalar ile yazışmalarda kurumsal veya şahıs adına kullanılmış, tapınaklarda tanrılara hediye olarak sunulmuştur. Çömleklerin ve sepetlerin kapatılması, siloların kayıt altına alınması ve korunması amacıyla kullanılmıştır. MÖ 2000’li yıllarda şahıslara ait mühürler üzerinde dualar ve büyülerin bulunduğu bilinmektedir. Genel olarak damga mühürler, silindir mühürler ve silindirik damga mühürler olarak üç çeşidi olmuştur. Erken Tunç Çağı’nda kullanılan mühürlerin baskı yüzeyleri, sivri uçlu bir malzeme ile, muhtemelen kemik ile, kazınarak yapılmış, sonra da fırınlanmıştır. Bu şekilde yapılan mühürler kil, sıva, balmumu gibi yumuşak maddelerin üzerine bastırılarak, kazınan şeklin pozitifini elde ederek kullanılmıştır. Mühürler yuvarlak, kare ve oval yapılmıştır. Erken Tunç Çağı’nda kilin yanı sıra deniz kabukları, mermer, alçı taşı, kum taşı, serpantin ve lapis lazuli gibi yumuşak taşlar da mühür yapımında kullanılmıştır.

Pişmiş toprak idol, Kalınkaya buluntusu. Erken Tunç Çağı’na ait ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmekte.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi, 2024.

Pişmiş toprak idol, Erken Tunç Çağı’na ait ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmekte.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi, 2024.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmekte olan gümüş idol, Erken Tunç Devrine ait.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi, 2024.
İdoller, tarih öncesi çağlarda tanrılara adak olarak sunulan, stilize tanrı ve tanrıça heykelcikleridir. Daha çok ana tanrıça ve üretkenlik kültüyle bağlantılıdır. Çoğunlukla taş, mermer, pişmiş toprak ve kemikten yapılmış idoller, tanrı ve ana tanrıça heykelciklerinin baş, boyun ve gövdeden oluşan sembolik yorumudur. Anadolu’da yaygın olarak keman ve halka biçimli idoller görülmektedir. İdoller düz ve ince biçimleri sayesinde rahatlıkla her yere konularak ya da asılarak kullanıldığı gibi uzun boyunlarına bir ip bağlanarak boyunda da taşınabilmekteydi. Daha küçük boyutta üretilen ve uzun ince boyunlarından asılarak kolayca taşınabilen idoller zaman içinde pişmiş toprak figürlere tercih edilerek çok sayıda üretilmişlerdir.
Yararlanılan Kaynaklar
Yapı Kredi Kültür Sanat Atatürk ve Alaca Höyük Sergisi bilgilendirme levhaları
Antalya Müzesi bilgilendirme levhaları
Leave A Reply