
Pasifik Okyanusu’ndaki Alman Himaye Bölgeleri, Majesteleri İmparator II. Wilhelm’in Afrika’daki topraklarının aksine tümüyle fuzuliydi. Kopra (Hindistan cevizi yağı çıkarmakta kullanılan kurutulmuş Hindistan cevizi çekirdeği), guano (deniz kuşlarının dışkısından oluşan bir gübre) ve sedeften elde edilen gelir, işletme masrafına yetmiyordu (1).
Alman hükümeti, Doğu Afrika’daki Witu ülkesini, Zanzibar, Lamu, Pemba adalarını Helgoland’e karşılık elden çıkarmıştı (2). Witu veya Wituland, Doğu Afrika’da, günümüz Kenya kıyılarında bulunan 3000 km² bir alan idi. 1885-1890 yılları arasında Alman İmparatorluğu’nun himayesinde olup 1890’da imzalanan Helgoland-Zanzibar Antlaşması ile Britanya himayesine girmişti.
Bismarck Takım Adası, Papua Yeni Gine‘nin bir parçası olup batı Pasifik Okyanusu’ndaki kuzeydoğu Yeni Gine sahilleri uzağında bulunan bir grup adadır.
Alman Yeni Gine’si, 1884-1914 yılları arasında bir Alman bölgesi olmuştur. Burası, Yeni Gine’nin kuzeydoğusu ve birçok yakın ada öbeğini içine almaktaydı. Alman Yeni Gine’si günümüzde tümüyle Papua Yeni Gine sınırları içerisindedir. Alman Yeni Gine’sinin ana parçası, Yeni Gine’nin kuzeydoğusundaki Kaiser-Wilhelmsland‘dır. Kaiser-Wilhelmsland’ın doğusunda yer alan adalar o tarihte Bismarck Takımadası olarak adlandırılıyordu. Bölgenin günümüzdeki adı Yeni İrlanda‘dır.
Alman Samoası dışındaki tüm Alman adaları, Alman Yeni Gine’si tarafından yönetilmekteydi. Bunlar Alman Solomon Adaları (Buka, Bougainville ve birçok küçük ada), Carolines, Palau, Marianalar (Guam dışında), Marshall Adaları ve Nauru‘ydu. Bu adaların kapladığı toplam alan 249,500 km²’ydi. (Coğrafi bilgilerin tümü Wikipedia’dan alınmıştır.)
Alman Yeni Gine’sinin başkentinin yıkılıp sahilin yirmi kilometre kadar yukarısında, yine Blanche Körfezi’nde, Rabaul denilen bir bölgede yeniden inşa edilmesine karar verilmişti (1910) (3).
Yerlilerin Almanya’nın dürüst ve ahlaki yargı sistemine entegre edilmesi gerekiyordu. Çünkü Alman yargı sistemi, örneğin Fransız veya Hollanda bölgelerindeki gibi (Belçika’nın sözünü bile etmeye gerek yok) köleliğin modern bir biçiminin, yani asgari insanlık duygusu ile azami kar elde etme hedefi bağlamındaki ekonomik sömürünün sürdürülebilmesine yönelik bir göz boyama değil, son derece ahlaki ve adaletli bir merci idi (4). Nihayetinde burası bir sömürge ve sömürge tanımı istesek de, istemesek de ekmek, işlemek, yerleşmek, kullanıma açmak, verimli hale getirmek ve yararlanmak kavramlarını içeriyor (5).
Nasyonal Sosyalistlerin nüfus politikalarını gösteren belgelerden, “düzen ve temizlik” saplantısından ötürü, bütün Orta Avrupa’da köleliğe dayanan bir ekonomi kurulduğunu, işgüçlerinin kasıtlı olarak yıpratıldığını, kurbanların nereden geldiklerini ve nerede öldüklerini, hangi güzergahlardan nereye götürüldüklerini, isimlerinin neler olduğunu, kendilerinin ve gardiyanlarının nasıl göründüklerini öğrenmek mümkündür (6).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Imperium Bir Küçük İmparatorluk, Christian Kracht, Ayrıntı Yayınları, 2013. Sayfa 16.
(2) A.g.e., sayfa 92.
(3) A.g.e., sayfa 106.
(4) A.g.e., sayfa 130.
(5) A.g.e., sayfa 157.
(6) Austerlitz, W. G. Sebald, Can Yayınları, 2024. Sayfa 198, 199.


Leave A Reply