
Atatürk Portresi, İbrahim Çallı (1882-1960), 1935.
Fotoğraf: Teknoloji Tasarım, Teknoloji ve Tasarım, Bilim Adamları, İcatlar
GAZİ – Büyük reis ne benim, ne şudur ne budur. Asıl büyük reis, hepimizin mensubiyetiyle iftihar ettiği Türk Milletidir. Biz onun yüksek hakimiyeti altında onun emeline hizmet etmekle ancak vazifemizi yapabiliriz.
ÇALLI – Büyük Reisimiz, siz beni huzurunuza kabul buyurdunuz ve bana söyle dediniz. Siz ne büyüksünüz ki söyletiyor, bizi dinliyorsunuz.
.
.
.
GAZİ – Siz beni eğer Reisicumhur olarak seviyorsanız, kıymeti yoktur. Bu memlekette ve her memlekette daima reisicumhur vardır. Ben sizinle hembezm olursa (beraber oturunca), sadece bir vatandaş olarak sizinle konuşurken vatandaş sıfatını düşünüyorum. Başka türlü tenasüp olmaz (uygun olmaz).
.
.
.
ÇALLI – Büyük Paşam, bir eserim var ki Fındıklı Sarayında duruyor.
GAZİ – Fındıklı Sarayı neresidir? Ben esasen saraylardan hoşlanmam. Devlet Reisi olmak mecburiyetiyle İstanbul’a gittiğim zaman Dolmabahçe denilen soğuk bir yerde otururum. Ben orada rahatsız otururum. Ben bir evde oturmakta daha rahat ederim. ….Vatandaş nerede, ne vaziyette, kiminle beraber bulunursa bulunsun serbest konuşmalı, vicdanından gelen şeyleri söylemeli. …Benim üzerimde tesir yapan şey, vatandaşların serbest hitabıdır. Çünkü ben o zaman beni seven vatan çocuklarının hatalarını tashihe (düzeltmeye) fırsat bulurum. ….Beni tanıyanlar bilir ki, ben herhangi vatani bir mesele hakkında konuştuğum zaman, mutlaka benim dediğim doğrudur, diye iddia etmem.
Yararlanılan Kaynak
Resimlerle Atatürk, Seyit Kemal Karaalioğlu, İnkilap ve Aka Kitabevleri, 1984, sayfa 226, 227.
Leave A Reply